Elvân Çelebi
"Hakiki üstünlük, Onun sünnet-i seniyyesine tâbi olmaktır ve insânlık şerefi ve meziyyeti, Onun İslâmiyyetine uymaktır.Meselâ, Ona uyan bir kimsenin, gün ortasında bir parça uyuması, ona uymaksızın, birçok geceleri ibâdetle geçirmekten, kat kat dahâ kıymetlidir. Çünkü (Kaylûle etmek) yani öğleden önce biraz yatmak, âdet-i şerifesi idi. Meselâ, Onun dininin emrettiği için, bayram günü oruç tutmamak ve yiyip içmek, Onun yolunda bulunmayıp senelerce tutulan oruçlardan dahâ kıymetlidir. İslâmiyyetin emri ile fakire verilen az bir şey ki, buna zekât denir, kendi arzûsu ile, dağ kadar altın sadaka vermekten dahâ efdaldir. Emir-ül-müminin Ömer radıyallahü anh, bir sabâh namâzını cemâat ile kıldıktan sonra, cemâate bakıp, bir kimseyi göremeyince sordu. Eshâbı dediler ki: (Geceleri sabâha kadar ibâdet ediyor. Belki şimdi uyku basdırmıştır). Emir-ül-müminin buyurdu ki: (Keşke bütün gece uyuyup da, sabâh namâzını cemâat ile kılsaydı, dahâ iyi olurdu). İslâmiyyetten sapıtmış olanlar, sıkıntı çekip ve mücâhede edip, nefslerini ve kötü arzûlarını körletiyor ise de, bu dine uygun yapmadıklarından kıymetsizdir ve hakirdir. Eğer bu çalışmalarına ücret hâsıl olursa, dünyâda birkaç menfeatten ibâret kalır. Hâlbuki, dünyânın hepsinin kıymeti ve ehemmiyyeti nedir ki, bunun birkaçının itibârı olsun. Bunlar, meselâ çöpçüye benzer ki, çöpçüler herkesten dahâ çok çalışır ve yorulur. Ücretleri de herkesten aşağıdır. İslâmiyyete tâbi olanlar ise, latif cevâhir ve kıymetli elmaslar ile meşgûl olan mücevherciler gibidir. Bunların işi az, kazançları pek çoktur...
"BÜTÜN FESÂDLARIN BAŞI"
İslâmiyyete uymayan şeylerin hiçbirisini Hak teâlâ sevmez, beğenmez. Sevilmeyen, beğenilmeyen şeye sevâb verilir mi? Belki cezâya sebeb olur. Bu incelik, dünyâ işlerinde de vardır. Biraz düşünülürse anlaşılır. O hâlde, seâdet-i ebediyyeyi ele geçirten sermâye, Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi vesellem) dinine yapışmaktır. Bütün zarar ve fesâdların başı, İslâmiyyetten ayrılmaktır."