Eshâb-ı Kirâma Düşman Olan Hükümdar!
Sultan İkinci Bâyezid Han, Molla Arab'ın şöhretini işitip dersine geldi. Modon şehrinin fethine katıldı. Fetih sırasında konuşmalarıyla ve duâlarıyla askeri coşturdu. Yavuz Sultan Selim Hanı, şiirlerle cihâda teşvik ve tahrik eyledi. Bu maksadla Es-Sedad fi Fedâil-il-Cihâd kitabını yazdı. Çaldıran Seferine katılıp, askere cesâret verdi. Kânûni Sultan Süleymân Han ile de Engürüs Seferine katılıp, zafer için yaptığı duâları kabûl oldu. Seferden sonra Bursa'ya gelip, çeşitli kitaplar yazdı. Bursa'da büyük bir câmi inşâ ettirmeye başladı. Fakat bu câminin inşâatı tamamlanmadan 1532 (H.938) senesinde vefât etti. Es-Sedad fi Fedâil-il-Cihâd kitabında şöyle buyuruyor:
Eshâb-ı kirâma düşman olmayı, Abdullah bin Sebe' adındaki bir Yahudi dönmesi ortaya çıkardı. Zamanla, unutulmuş iken, cihâna yayarak din-i islâmda büyük bir yara, derin bir uçurum açılmasına tekrar sebep olan, Şâh İsmail Safevi'dir. Tebriz'de hükûmet kurmuş ve Eshâb-ı kirâma düşman olmayı, resmen ilân etmiştir. Müslümanları kolay aldatabilmek için, "Oniki İmam"dan imam-ı Mûsâ Kâzım soyundan olduğunu söylüyor. Bu sözün yalan olduğunu âlimlerimiz söylemişlerdir. Tebriz'e girdiğinde, Ehl-i sünneti kılıçtan geçirdiği meşhûrdur.
Şâh İsmail'in İslâm tarihini lekeleyen o bozuk hareketlerinden önce, İslâm memleketlerinin hiçbirinde, mekteplerde, medreselerde, meclislerde, hocalardan, muallimlerden, talebeden hiçbirisi Sahâbe-i kiramdan hiçbirisine dil uzatmazdı. Hanefi âlimleri, Yezid'e bile lânet etmeye izin vermemiştir. Yalnız aldatılmış olan bazı kimseler, Ehl-i beyti bulundukları derecenin üstüne çıkarmış iseler de, bunlar da, Sahâbe-i kiram için dine ve edebe muhâlif bir şeyler söylememişlerdi. Ehl-i beytin kıymetini bilmemekte Abbâsiler, Emevileri geçmişlerdir.