Eshâbıma Düşmanlık Etmekten Sakınınız!
Peygamberlerden ve meleklerin üstünlerinden sonra, bütün yaratılmışların en üstünü, Eshâb-ı kirâmdır. Eshâb-ı kirâmın her biri, bu ümmetin hepsinden daha üstündürler. Resûlullahı "sallallahü aleyhi ve sellem" görmek gibi üstünlük olamaz.
Eshâb-ı kirâm, Şâm'ı fethettikleri zaman, Hristiyanlar bunları görünce, güzel hâllerine şaştılar ve bunlar İsâ aleyhisselâmın eshâbı olan Havârilerden daha üstündürler dediler ve bunu söylerken yemin ettiler. Âl-i İmrân sûresinin yüzonuncu âyet-i kerimesinin meâl-i şerifi, (Siz ümmetlerin hayırlısısınız) ve Tevbe sûresinin yüzüncü âyet-i kerimesinin meâl-i şerifi: (Önce Müslüman olanlardan, Muhâcirlerin ve Ensârın önce gelenlerinden ve bunların yolunda gidenlerden Allahü teâlâ râzıdır ve bunlar da, Allahü teâlâdan râzıdırlar. Allahü teâlâ bunlar için, Cennetler hazırladı. Bu Cennetlerin altından nehırler akmaktadır. Bunlar Cennetlerde sonsuz olarak kalacaklardır.)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Eshâbıma sövmeyiniz! Eshâbımdan sonra gelenlerden bir kimse, dağ kadar altın sadaka verse, Eshâbımdan birinin bir avuç arpa vererek kazandığı sevaba veya yarısına kavuşamaz.)
(Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir. Herhangi birisine uyarsanız, hidâyete kavuşursunuz!)
(Eshâbıma düşmanlık etmekten sakınınız! Allahdan korkunuz. Onları seven, beni sevdiği için sever. Onlara düşmanlık eden, bana düşmanlık etmiş olur. Onları inciten, beni incitmiş olur. Beni inciten de, elbette Allahü teâlâyı incitir.)
(İnsanların en iyisi, benim zamanımda bulunan Müslümanlardır. Onlardan sonra en iyisi, onları görenlerdir. Onlardan sonra da en iyisi, onları görenleri görenlerdir. Onlardan sonra gelenlerde iyi olmayanlar da vardır.)
(Ümmetimin en iyisi, benim bulunduğum zamanda olanlardır. Onlardan sonra en iyisi, onlardan sonra gelenlerdir. Onlardan sonra da en iyisi, daha sonra gelenlerdir.)
(Beni gören ve beni görenleri gören bir Müslümanı Cehennem ateşi yakmaz.)
Bu âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler, Eshâb-ı kirâmın üstünlüğünü açıkça göstermektedirler.