Evliyânın Sohbetinde Öyle Bir Tesir Olur Ki!
"Ey kardeşim biliniz ki gerçek evliyâ ile evliyâlık iddiâsında bulunan sahte kimseler arasındaki fark şöyle isbat olunur. Gerçek evliyânın birinci alâmeti Ehl-i sünnet vel cemâat itikâdında olması ve bunda derinleşmesidir. Şaz olan yâni meşhur olmayan rivâyetlerle amel etmemesidir... İkinci alâmeti ise, dört hak mezhebin yâni Hanefi, Şâfii, Mâliki ve Hanbeli mezheblerinden birinin fıkıh kitaplarına uygun amel etmesidir. Öyle ki farz, vâcip, sünnet, müstehab ve mendublardan hiçbirini kaçırmaması bu hususta hatâsı ve noksanı bulunmaması lâzımdır. Çünkü zâhirin bunlarla düzeltilmesi, ziynetlenmesi bâtının da düzeltilip ziynetlenmesine vesile olur... Üçüncü alâmet olarak da tasavvuf ehli olanın tövbe, zühd, tevekkül, kanâat, uzlet (yâni dini, ahlâkı bozan kimselerden ve şeylerden sakınmak), zikir teveccüh, sabır, murâkabe ve rızâyı elde etmesidir...
Yine evliyânın sohbetinde öyle bir tesir olur ki, dünyâ sevgisi ve dünyâya düşkün olanların sevgisi onun sohbetinde bulunanların kalbinden çıkar. Kalbinde bunlara karşı soğukluk hâsıl olur. Sohbetinde bulunanlar gafletten kurtulurlar. Gerçek veli kendini hiçbir kimseden üstün görmez ve aslâ medhetmez. Ahlâk-ı hamidiye ve beğenilen vasıflara sâhib olur. Tevâzu, ilim, tahammül, sabır, mürüvvet, fütüvvet, cömertlik, güler yüzlülük, güzel ahlâk, doğruluk, acz ve niyâz, incitmemek, haramlardan, mekruhlardan ve şüpheli şeylerden sakınmak onun vasfıdır. Bütün hayır işleri yapar. Resûlullah aleyhisselâmın ahlâkı ile ahlâklanır. İşte böyle bir zâtın sohbeti büyük nimettir. Eğer bir kimse şeyh, mürşid olduğunu söyler fakat sünnet-i seniyyeye uygun amel etmezse, şer'i şerifin ziynetiyle ziynetlenemez...Gıybetten, yalandan, yalan yere yemin etmekten, ahlâk-ı zemimeden sakınmazsa, böyle kimseden sakın, bin defâ sakın! Onun sohbetinden uzak dur. Hattâ onun bulunduğu şehirde durma! Olur ki bir gün ona bir meyledersin de kalbinde büyük zarar hâsıl olur. Ona aslâ uyulmaz, o, şeytanın tuzağına düşmüş gizli bir hayduttur. Böyle bir kimseden âdet dışı harika, hâller ve keşifler de görsen onunla görüşmekten aslandan kaçar gibi kaçınız!"