Ey Ahmak Nefsim! Sen Ne Inatçı, Ne Bencilsin!
Bir defasında Ebû Bekr-i Şibli hazretlerinin evinde kırk gün misâfir kaldı. Çeşit çeşit yemeklerini yedi. Ayrılıp giderken yanına vardığında; "Ey Şibli! Eğer yolun Nişâbur'a uğrarsa, yanıma gel! Misâfirperverlik nasıl oluyormuş, sana öğretirim" dedi. Şibli hazretleri de; "Ben ne yaptım ki?" deyince; "Başka ne yapacaksın, külfete girerek çeşitli yemekler hazırladın, civanmertlikte bu yoktur. Misâfir gelince öyle davranmalı ki, hizmet ederken üzerine bir ağırlık çökmemeli, gittiği için de ferahlamamalısın! Külfete girdiğinde, gelişi ağır gelir, gittiğinde de rahatlarsın. Böyle ev sâhipliği olmaz" buyurdu. Bir müddet sonra, İmâm-ı Şibli kırk arkadaşıyla berâber Nişâbur'a geldi. Ebû Hafs-ı Haddâd'a uğradı Amr bin Seleme o gece kırk bir mum yakmıştı. Şibli bunları görünce; "Bu ne hâl böyle?" dedi. Amr bin Seleme; "Ne oldu?" buyurdu. Şibli; "Külfete girmeyin, demiştiniz. Bu mumlar ne böyle?" dedi. Amr bin Seleme; "Öyleyse onları söndür" buyurdu. Şibli, kalkıp hepsini söndürmeye çalıştı, fakat, birini söndürebildi. Bunun üzerine Amr bin Seleme; "Sizi Allahü teâlâ gönderdi. Ben de Allah rızâsı için kırk mum yaktım. Birini de kendim için yaktım. Benim için olanı söndürdün. Allah rızâsı için olanı söndüremedin. Sen ise Bağdât'ta her yaptığın şeyi benim için yapmıştın. Seninki külfet oldu, benimki ise külfet olmadı" buyurdu.
Bir sene hacca gitmişti. Dönüşünde, Cüneyd-i Bağdâdi hazretlerinin talebeleri karşılayınca, onlara; "Yol hediyem şu sözümdür: Eğer bir arkadaşınız size saygısızlık ederse, onu özür dilemeye teşvik edin! Fakat siz, onun dilediğinden çok özür dileyin. Eğer kırgınlık gitmemişse ve hakkın da kendi tarafınızda olduğuna kanâat getirirseniz, yine arkadaşınızı en güzel bir şekilde özür dilemeye teşvik edin ve siz de özür dileyin! Kırk gün buna devâm edin! Yine kırgınlık gitmezse, o zaman kendinize şöyle deyin: 'Ey ahmak nefs! Ne inatçı, ne bencil, ne vurdumduymaz, ne edepsizsin. Sende azıcık mertlikten eser yok. Kırk gün arkadaşın senden özür diledi de özrünü kabûl etmedin. Ben senden el etek çektim, sen bilirsin, nasıl istiyorsan öyle ol!' buyurdu."