Ey Ömer, Bu Zât Bedir Savaşına Katıldı

Ey Ömer, Bu Zât Bedir Savaşına Katıldı
Hicretin sekizinci senesinde Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" Mekke'yi fethe çıkacaktı. "Yâ Rabbi! Biz Mekke'ye ulaşıncaya kadar Kureyş'i gâfil eyle" diye duâ etti. Muhâcirinin büyüklerinden ve Bedir ehlinden olan Hâtıb bin Ebi Beltea "radıyallahü anh" âilesinin Mekke'de olması ve Kureyşlilerin onları gözetmelerini sağlamak maksadıyla, Kureyşlilere "Resûlullah falan gün sizin üzerinize, Mekke'ye hareket edecek" diye bir mektup yazdı ve cariyesi ile gizlice gönderdi. Cebrâil aleyhisselâm bu durumu Resûlullaha haber verdi. Resûlullah, Hazreti Ali'yi, Zübeyr'i, Mikdâd'ı, Ammâr'ı, Talha'yı ve Ebâ Mersed'i "radıyallahü teâlâ anhüm ecmain" gönderdi. "Hâh bahçesine kadar gidiniz. Orada bir zayıf kadın vardır. O kadında bir mektup var. O mektûbu Hâtıb Mekkelilere gönderdi. O mektûbu alıp getirin. O kadını da salıverin. Eğer direnirse ve mektûbu vermezse boynunu vurun" buyurdu.
Gidip kadının peşinden yetiştiler. Hazreti Ali "radıyallahü anh" kılıcını çekince, kadın mektubu saçlarının arasından çıkarıp verdi.
Mektûbu Resûlullaha getirdiler. Resûlullah, Hâtıb bin Ebi Beltea'yı huzuruna çağırdı. "Niçin böyle yaptın" diye sordu. "Yâ Resûlallah! Sana imân etdiğim günden beri, küfre dönmedim. Nasihatini dinlediğimden beri hiç ihânette bulunmadım. Fakat âilem Kureyşlilerin arasındadır. İstedim ki Kureyşliler âilemi gözetsinler. Yoksa kesin biliyorum ki, benim mektubumdan onlara fayda gelmez" dedi.
Resûlullah onu tasdik etti. Hazreti Ömer, "Ey Allah'ın Resûlü! Bırak da şu münafığın boynunu vurayım" diye atılınca, Resûlullah efendimiz "Ey Ömer! Bu zât Bedir Savaşına katıldı. Cenâb-ı Hak, Bedir'de hazır bulunanları iltifât buyurarak: (Ne isterseniz yapınız! Ben sizi bağışladım) buyurmuştur" deyince Hazreti Ömer ağlamaya başladı. Bunun üzerine meâl-i şerifi (Ey imân edenler! Düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar Kur'ândan size geleni inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allaha inandığınızdan dolayı, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan [Mekke'den] çıkarıyorlardı. Eğer sizler benim yolumda ve rızâmı kazanmak için cihâda çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz!.. Oysa ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa artık doğru yoldan sapmış olur) olan, Mümtehine sûresi 1'inci âyet-i kerimesi nâzil oldu.

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek