Zamânın pâdişâhı Kânûnî Sultan Süleymân, üç gece arka arkaya rüyâsında ak sakallı, nûr yüzlü bir ihtiyârın sırtını sıvazladığını gördü. İhtiyâr kendisine; "Efendimiz, Eyüp'teki Baba Haydar, sizi kulübesinde bekliyor. Onu ziyâret ediniz" dedi. Sabah olunca, Sultan lalasını yanına çağırıp; "Tez davran. Eyüp'ten dâvet aldık gidiyoruz" dedi...
İkisi de kıyâfet değiştirip, Eyüb'e gittiler. "Biz uzaktan geldik. Baba Haydar isimli birini arıyoruz. Acaba tanıyor musunuz?" diye sordular. Baba Haydar'ı tanıyan çıkmadı. Bu sırada küçük bir çocuk "Siz şu tepede oturan ve kimseyle konuşmayan amcayı mı arıyorsunuz?" diyerek onları uzakta bir kulübeye götürdü. İçeriden titrek ince bir ses "Buyurunuz Pâdişâhım!" diyerek dâvet etti. Pâdişâh selâm vererek içeri girdi. Baba Haydar bir pöstekinin üzerinde oturuyordu. Binlerce sinek her yanını kaplamış onu gizliyordu. Pâdişâh, büyük bir dikkatle Baba Haydar'ın yüzüne bakıyordu. Fakat sineklerden yüzünü seçemiyordu.
"Hazret! Şu sinekleri kovalasan da yüzünü bir görsek" dedi. Baba Haydar; "Sultânım! Siz Peygamber efendimizin vekîlisiniz. Şu gücünüzü gösterin de sinekleri siz kovalayın" buyurunca, Sultan hemen harekete geçti. Ne kadar uğraştı ise sinekleri kovalayamadı.
Baba Haydar hazretleri kalkıp, pencereyi açtı ve odaya doğru dönüp; "Haydi bakalım!" deyince, bütün sinekler emir almışçasına odayı hemen boşalttı. Pâdişâh o anda karşısında nûr yüzlü güleç bir ihtiyar zâtın durduğunu gördü. Elini öpmek istedi ise de Baba Haydar elini çekti. Pâdişâh ona "Efendim! Benden ne dilerseniz dileyin" dedi. "Senin sağlığından başka hiçbir şey istemem" deyince, Sultan pöstekinin altına, altın dolu bir kese bırakmak istedi. Bunu fark eden Baba Haydar, eliyle keseyi iterek "Mâdem çok istiyorsan, şuraya bir mescid inşâ ettir” dedi...
Pâdişâh bu isteği hemen yerine getirdi. Câmi kısa zamanda tamamlandı. Câminin açılışında Kânûnî Sultan Süleymân da hazır bulundu ve Baba Haydar'ın yanına giderek "Efendi hazretleri buyurunuz. Artık mescid sizindir. Orada sizin için de husûsî yer yaptırılmıştır" dedi. Baba Haydar, vefât edinceye kadar bu câmide imâmlık yaptı ve insanlara vâz u nasîhatleri ile doğru yolu anlattı.