Fahr-ül-fârisî Hazretleri
"EY MÜMİNLER TÖVBE EDİNİZ"Allahü teâlâ, Nûr sûresinin 31. âyet-i kerimesinde meâlen; "Ey müminler! Hepiniz, Allahü teâlâya tövbe ediniz. Tövbe etmekle kurtulabilirsiniz" buyurdu. Resûlullah efendimiz de Eshâbına (radıyallahü anhüm); "Sizden biriniz bineğini kaybedip, sonra onu bulunca sevinmez mi?" diye sordu. Onlar; "Evet, sevinir yâ Resûlallah!" deyince, Resûlullah efendimiz; "Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, Allahü teâlâ, kulunun tövbesine, sizden birisinin bineğini bulduğu zamanki sevinmesinden daha fazla sevinir" buyurdu. Allahü teâlânın sevinmesi: Tövbe eden kulunu af ve magfiret ederek ihsânda bulunması, tövbesini kabûl ederek ona ikrâm etmesidir.
Tövbenin üç şartı vardır: Yaptığı günahlara pişmân olmak, o anda günahtan el çekmek, sonra bu günahları ve benzerlerini bir daha işlememeye karar verip azmetmektir. Resûlullah efendimizin bir hadis-i şeriflerinde: "Nedâmet, pişmanlık tövbedir" buyurması, yapılan günâha pişmanlık duyulması, tövbenin en büyük şartı olduğundandır. Tövbe, rücû etmek, dönmek demektir..."
Fahr-ül-Fârisi hazretleri, gıybet hakkında bir suâl sorulduğunda buyurdu ki:
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerimde meâlen buyurdu ki: "Zannın çoğundan sakınınız! Çünkü, zannetmenin bâzısı günâh olur. Birbirinizin kusûrunu araştırmayın! Birbirinizi gıybet etmeyin!" (Hucurât sûresi: 12) Ebû Hüreyre'nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadis-i şerifte, Resûlullah efendimizin huzurlarında bulunan birisi, orada bulunmayan biri hakkında; "Ne kadar da âciz birisi!" deyince, Resûlullah efendimiz; "Kardeşinizin etini yediniz. Çünkü onu gıybet ettiniz" buyurdu.
GIYBETTEN TÖVBE ETSE DE!...
Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma; "Gıybetten tövbe ederek ölen kimse, Cennet'e girenlerin sonuncusu olacaktır. Gıybete devâm ettiği halde ölen kimse ise, Cehennem'e girenlerin ilki olacaktır" diye vahyetti.
Fahr-ül-Fârisi hazretleri vefat etmeden önce buyurdu ki: "Şu üç şey takvânın, haramdan kaçmanın icâbıdır: Birincisi; Allahü teâlâyı tanıyıp O'na şirk koşmamak. İkincisi; Allahü teâlâya itâat edip, isyân etmemek.Üçüncüsü; Allahü teâlayı anıp O'nu unutmamaktır."