Fakir Akrabaya Verilen Zekât

Fakir Akrabaya Verilen Zekât
Zenginin, zekâtını fakirin eline vermesi lâzımdır. Zengin olan bir kimse velisi olduğu yetimi zekât niyeti ile doyurursa, zekât vermiş olmaz. Yemeyi çocuğa vermeli, çocuk kendi malını yemelidir. Zengin, altını masa üstüne koysa, bir fakir de gelip, masadan alsa, kabul olmaz. Fakir veya vekili alırken, zenginin görmesi lâzımdır. Zekât niyeti ile fakiri evinde parasız oturtsa, kira almasa, kabul olmaz. Çünkü, fakire mal vermesi lâzımdır. Dört çeşit zekât malından, zekât hayvanlarının ve toprak mahsullerinin zekâtlarını ve şehre dışarıdan gelen ticaret eşyasının zekâtını, hükûmet alır. Fakat, hükûmet de aldığını yalnız Müslüman fakirlere dağıtır. Yani hükûmet, fakirlerin vekili olarak almaktadır. Zekât parası ile cami, köprü, çeşme, yol, baraj, hac, cihâd gibi hayır işlerinin ve âmme hizmetlerinin hiçbiri yapılmaz...
Her çeşit zekâtı, yedi kimseden birine veya vekiline teslim etmek lâzımdır. Devlet topladığı zekâtı başka işlerde kullanamaz. Yedi sınıftan bir kimseye verir. Zenginin, zekâtını, fakir olan akrabaya, sâlihlere, ilim öğrenen fakirlere vermesi daha sevaptır. Hadis-i şerifte, "Ey ümmetim! Beni Peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya yemin ederim ki, fakir akrabası varken, başkalarına verilen zekâtı, Allahü teâlâ kabul etmez) buyuruldu. Yâni sevabı olmaz.
Dört çeşit zekât mallarından ikisine, yani altın ile gümüşe ve ticâret eşyasına, (Emvâl-i bâtına) gizli mallar denir. Bir kimsenin gizli mallarını araştırmak ve zekâtlarını istemek câiz değildir. Böyle malların miktârını hesap etmek ve zekâtını vermek işi, bunların sahiplerine bırakılmıştır. Sahibi, zekâtını dilediği fakire vermekte serbesttir. Zekât hayvanlarına ve topraktan yetişen maddelere (Emvâl-i zâhire) denir. Emvâl-i zâhirenin miktârını anlamak ve fakirlere dağıtmak, bunların sahiplerine bırakılmamıştır. Bu işleri Müslümanların imamı tarafından gönderilen memur yapar. Bu memura (Âmil) denir.
Mal demek, insanlara, lâzım olan ve kullanmak için saklanabilen şey demektir. Birkaç buğday tanesi, bir kaşık toprak, bir içim su, mal değildirler. Çünkü, insanların hepsi veya birkaçı, bunları saklamaz.

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek