Fakîr Borçluları Sıkıştırma
İhsânın en büyüğü, en kıymetlisi, fakirlere veresiye vermektir. Parası, malı olmayanın borcunu uzatmak, zâten vâciptir. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Kıyâmette bir kimseyi hesâba çekerler ki, çok günâh işlemiş, hiç iyilik yapmamış. Sen dünyâda hiç iyilik yapmadın mı? derler. Hayır, yalnız çırağıma derdim ki, 'Fakir olan borçluları sıkıştırma! Ne zaman ellerine geçerse, o zamân vermelerini söyle. İstediklerini yine ver. Boş çevirme!' Allahü teâlâ buyuracak ki: "Ey kulum! Bugün sen fakir, muhtâçsın! Sen dünyâda benim kullarıma acıdığın gibi, bugün biz de sana acırız." Onu affeder.)
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir Müslümâna, Allah rızâsı için ödünç veren kimseye, her gün için sadaka sevâbı verilir. Fakirden, alacağını çabuk istemeyene, her gün için malın hepsini sadaka vermiş gibi sevap verilir.)
Büyüklerimizden öyle kimseler vardı ki, borcun getirilmesini arzû etmezdi. Her gün, o malı sadaka vermiş gibi sevap kazanmayı tercih ederlerdi. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Sadaka verilen her dirhem için on sevap, ödünç verilen her dirhem için ise onsekiz sevap vardır. Çünkü borç, ihtiyâcı olana verilir. Sadaka belki, ihtiyâcı olmayanın eline düşebilir.)
Fakirlere veresiye verip, parası olmayandan, istememeyi niyet etmelidir. Borçlusu ölünce helâl etmelidir. Büyüklerimizden bazısının dükkânında iki defter vardı. Birisine bilinmeyen isimler yazardı ki, hepsi fakir idi. Bazı borçlar karşısında isim de yazılı değildi. Böylece kendisi ölürse, kimse fakirlerden bir şey isteyemezdi. Fakat böyle tüccârlar da, en iyi sayılmazdı. En iyi olanlar, fakirler için, hiç defter tutmayanlardı. Bunlar, fakir bir şey getirirse alır, getirmeyenlerden bir şey istemezlerdi. İşte, din büyükleri, böyle ticâret yapardı.
Alışveriş ettiği kimse pişmân olursa (İkâle etmek), yani yapılan satışı geri çevirmelidir. Çünkü, Resûlullah buyurdu ki: (Bir kimse [karşısındaki pişmân olunca] malı geri alırsa, Allahü teâlâ, onun günâhlarını affeder.) Yapılan satışı geri çevirmek vâcip değildir. Fakat çok sevaptır ve ihsân etmektir.