Farzları Yapmak...
"YERİNİZDEN AYRILMAYIN"Emir Seyfeddin Kılıç Medresesine yerleşen bu mübarek zat, medreseyi tâmir ettirdi. Bahçesine bir sebil yaptırdı. Sebilin kitâbesinde; "Bu sebil Ahmed'indir. Hiçbir şey Allahü teâlâya gizli değildir. Âfiyetle bu sudan iç, şifâ olsun" yazılıdır...
Ahmed Kâdiri hazretleri, bir gün Şam Valisi Hüsrev Paşayı ziyârete gitti ve; "Bugün başınıza bir şey gelmesinden korkarım. Yerinizden kat'iyyen ayrılmayınız!" buyurdu. Hüsrev Paşa buna ehemmiyet vermeyip, o gün dışarı çıktı. Atına binip bir tarafa yöneldi. Çok hızlı giden atı, bir anda tökezledi. Üzerindeki Hüsrev Paşa, bir kaya üzerine düşüp, bir tarafı kırıldı. Baygın bir durumda evine getirdiler. Uzun zaman tedâvi gördü ve iyileşti. Bir daha âlimlerin sözlerinden ve ikazlarından çıkmamaya dikkat etti...
Ahmed Kâdiri, kaybolan bir şeyin bulunması için, şu duâyı okurdu:
"Allahümme yâ mu'ti min gayri talebin ve yâ Râzıkan min gayri sebebin redde aleyye mâ zehebe."
Bu mübarek zat, sohbetlerinde hep büyük zatlardan nakiller yaparak anlatırdı. Buyurdu ki:
"İlim isteyen ilk önce nefsini kötü ahlâk ve huylardan temizlemelidir. Çünkü ilim öğrenmek, kalbi imar etmekle olur. Âzâların vazifesi olan namaz, nasıl necâsetten temizlenmeden olmuyorsa, kalbin ilim ile tâmiri de, ancak kalbi her türlü kötü sıfat ve vasıflardan, fena huylardan temizledikten sonra olur... Dünyâ meşgûliyetlerinden alâkayı kesmelidir. Zirâ dünyâ meşgalesi insanı ilimden alıkoyar. İnsan bir anda iki şeyle meşgûl olamaz..."
"ÂFİYET BÜYÜK NÎMETTİR"
Ahmed Kâdiri hazretleri vefat etmeden kısa bir zaman önce buyurdu ki:
"Âfiyet büyük bir nimettir. Emeli, arzu ve istekleri kısa yapmak lâzımdır. Makam, mevki kapmak için yarış etmek gibi hırs yoktur. İnsanın, hevâ ve arzularına uyması, kendisine büyük bir zulümdür. Farzları yapmak gibi tâat yoktur. Günahı küçük görmek gibi musibet yoktur."