Fehîm! Ubeydullah'ı, Kardeşim Sâlih'e Götür
Seyyid Tâhâ-i Hakkârî hazretleri vefât edeceği zaman ona kendisinden sonra makamlarına kimin oturacağı sorulunca; "Birâderim Sâlih, kâmil ve olgundur. Herkesin başı onun eteği altındadır" buyurarak Seyyid Sâlih'i yerine bıraktı. Seyyid Tâhâ hazretlerinin oğlu Ubeydullah, babasının yerine geçen amcası Seyyid Sâlih hazretlerine talebe olmayıp diğer halîfesi Seyyid Fehîm hazretlerine tâbi olmak istedi. Fehîm-i Arvâsî ise ona; "Muhterem babanız, yerine Seyyid Sâlih hazretlerini tâyin ettiler. Bu sebeple siz de, biz de onun sohbetine gidip, ona tâbi olmamız lâzımdır" buyurdu. Buna rağmen Ubeydullah, buna îtirâz eyledi...
Bunun üzerine Fehîm-i Arvâsî; "Mübârek hocamızın kabr-i şerîfine gidelim ve soralım. Ne buyururlarsa yapacak mısın?" buyurdu. O da; "Yaparım" dedi. Gittiler...
Kabristana girişte ayakkabılarını çıkarıp, kabrin yanına vardılar. Daha hiçbir şey söylemeden Tâhâ-i Hakkârî hazretlerinin; "Fehîm! Ubeydullah'ı, kardeşim Sâlih'e götür" buyurduğunu işittiler. Ubeydullah, babasının bu emrine uyarak, süratle amcasının huzûruna koştu. Amcası kendisine sarıldı ve sıktı. O anda Ubeydullah'a o kadar muhabbet geçti ki, Ubeydullah'da meydâna gelen bu muhabbet ateşinden, amcası; "Ubeydullah bu sarılma ile kemiklerimi eritti" buyurdu. 1865 (H.1281) senesinde Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Bağlar (Nehrî) köyünde vefât etti.
Seyyid Sâlih hazretlerinin halîfelerinden Şeyh Azâil, Girit'e oradan da Brezilya'ya hicret edip orada İslâmiyetin yayılması için çalıştı. Şeyh Azâil'in kızı, Seyyid Fehîm-i Arvâsî hazretlerinin zevcesi ve Seyyid Reşîd Efendinin annesiydi.