" Nasıl bakmam? Niçin bu zamana kadar dışarda kaldınız? Dost musunuz düşman mısınız, Padişah'ın emrini bilmez misiniz? Ben sana kapıyı açmam. Var git, başının çaresine bak. Hz. Fâtih bu cevaba güler ve Sinan Çelebi ile konuşmasını sürdürür. Açarsın açmazsın derken, nihayet Sinan Çelebi;" Git Hünkâr'dan ferman getir. Ancak o zaman içeri girebilirsin, der. Padişah artık dayanamaz:" Yâhu Sinan Çelebi, Hünkâr benim, der. Sinan Çelebi, dikkatlice bakınca Hünkârı tanır ve kapıyı açarken de;" A Hünkârım, kendi kanununu, kendin neye bozarsın? Madem bozacaksın, böyle kanunu ne diye koyarsın? mealinde söylenir. Hz. Fâtih atından iner ve tâvizsiz davranışından ve vazifesine bağlılığından dolayı son derece memnun olduğu Sinan Çelebi'ye;" Sen yavuz bir er, mert bir kişiymissin. Padişah emirlerine bu kadar bağlı ve sâdık adamlar az bulunur. Dile benden ne dilersen? der. Sinan Çelebi de;" Sultanım, der, gerçekten istediğimi yapacaksan, benim adıma bir câmi yaptırıver. Tâ ki kıyâmete kadar hasenât defterim açık kalsın. Hz. Fâtih derhal onun adına bir câmi yaptırır.