Gâfil Olan Mahbûba, Allah’a Kavuşamaz
“Bu yola girmek isteyenleri bize gönderiniz. Eğer o kimse sâdık ise, onu maksada kavuştururuz. Şâyet gâfil ise, onu uzaklaştırırız. Böylece sâdık olanlara da zararlı olmasın. Çünkü böyleleri, başka şeyleri kendine perde yapmıştır. Mahbûba, Allah’a kavuşamaz.”
Başından geçen bir hâdiseyi şöyle anlatmıştır:
“İlk günlerimde hep (Lâ ilâhe illallah) derdim ve bundan hiç gâfil olmazdım. Bir gün nefsim bana dedi ki: (Senin Rabbin kim?) Ben de; (Benim Rabbim Allahü teâlâdır) dedim. Bunun üzerine nefsim bana; (Senin Rabbin benim, çünkü sen, bana kulluk yapıyorsun. Kimin emrine tâbi oluyorsan, ona kulluk yapıyorsun. Sana, beni doyur diyorum, yiyorsun. Uyu diyorum, uyuyorsun. Yürü diyorum, yürüyorsun. Benim emrettiğimi dinliyorsun. Al dediğimi, alıyorsun. Sen benim her emrimi yerine getiriyorsun. Öyleyse sen bana kulluk ediyorsun, benim emirlerime tâbi oluyorsun) dedi. Bunun üzerine bir müddet iyice düşündüm. Sonra basîretim açıldı ve bana; (Allahü teâlânın emirlerine uy, nefse karşı muhâlefet et. Uyu derse; Allahü teâlâ, sâlih amel işleyenler için meâlen; [Onlar, geceden pek az (bir zaman) uyuyorlardı] buyurdu. (Zâriyât sûresi: 17) Ben de böyle yapan sâlih kullardan olacağım de! Nefsin sana ye derse, Allahü teâlâ meâlen; [Yiyiniz, içiniz, isrâf etmeyiniz] (A’râf sûresi: 31) buyurdu de! Sana yürü diyerek, gurûr ve kibirle yürümeni isterse, Allahü teâlâ meâlen; [Yeryüzünde kibirle ve böbürlenerek yürüme...] (İsrâ sûresi: 37) buyurdu de! Nefsin bir şeyi almanı isteyince de, ona de ki: Allahü teâlâ meâlen; [Elini boynuna bağlı kılma (cimri olma) ve büsbütün de onu açıp isrâf etme...] buyurdu. (İsrâ sûresi: 29) 'Bunları yapınca neye kavuşurum?' dedim: Müttekîlerden, âriflerden ve sıddîklardan, Rabbine kulluğunu tam yapanlardan olursun, denildi."
Tevhîd ile ilgili “Manzûmetün fit-Tevhîd” adlı bir manzûmesi ve Selef-i sâlihînin yolundan, Ehl-i sünnet îtikâdından uzaklaşan bid'at ehlinin kötülüğünü ve onlara yaklaşmamayı anlatan başka bir güzel manzûmesi daha vardır.