Kur'ân-ı kerimde, geçmiş kavimlerin bilinmeyen haberleri çoktur. İşte onlardan bazıları:
1- Bekara sûresinin ikiyüzondördüncü âyetinde meâlen, (Müminler! Siz hemen Cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz? Sizden önce geçen, Allah dostlarına gelen çâresizlik gibi bir şey size gelmedi. Onlara şiddetli fakirlik, hastalık, açlık ve belâ göndermiştim. Kendilerine gelen belâlardan o kadar muzdarib oldular ki, Peygamber ve ona îman edenler, Allahü teâlânın yardımı ne zaman olacak derlerdi. Dikkat ediniz, uyanık olunuz ki, Allahü teâlânın yardımı yakındır) buyurulmuştur. Bu âyet-i kerimedeki nusrat, yardım vaadi umûmî olup, Müslümanlara vadedilmektedir. Bu vaat hemen zuhûr etti. İslâmiyet evvelâ Arabistân’a, sonra bütün dünyaya yayıldı.
2- Bedir gazâsından önce, Allahü teâlâ, Eshâb-ı kirâma zaferi müjdeledi ve Kamer sûresinin kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Yakında onlar hezîmete uğrayıp, harbden kaçarak arka verirler) buyurdu. Aynen buyurulduğu gibi, Bedir gazâsında Kureyş kavmi hezîmete uğrayıp helâk oldu.
3- Allahü teâlâ, Rûm sûresinin bir, iki, üç ve dördüncü âyetlerinde meâlen: (...ve Rûm [Arablara] en yakın olan bir yerde [Şâm civârında, Îrânlılara] mağlup oldu. Mağlubiyetten sonra, üç yıl ile dokuz yıl arasında burada hasımları [olan Acemlere] gâlip olacaklardır. Yenmek ve yenilmek [kesin olarak biliniz ki] önde ve sonda Allahü teâlânın emrindedir. Rûmların Îrânlılara gâlip olduğu günde müminler sevineceklerdir) buyurdu. Bu âyet-i kerimelerin tefsîrinde, müfessirlerin ve siyer âlimlerinin ittifakla bildirdikleri husûs şudur:
Rûmların mağlubiyetten sonra Acemlere, yâni Îrânlılara gâlib olacaklarının haber verilmesidir. Bu aynen vukû' buldu. Bundan başka Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Nuh aleyhisselâmın kıssasını anlattı. Bu mucizeye Kur'ân-ı kerim işaret etmektedir. Hûd sûresinin kırkdokuzuncu âyetinde meâlen, (Bu Nuh aleyhisselâmın kıssası gayb haberlerindendir ki, [Cebrâîl vâsıtası ile] biz onu sana vahyederiz. Bundan önce, Onu ne sen, ne de kavmin bilmezdiniz) buyurulmuştur.