Gördüm Ki, Insanların Çoğu Gâfildir
Talebe, sünnetlere yapışır, iyi ahlâkı şiar edinir ve edebli olursa, zâhiren ve bâtınen ilerler. Öyle ki, kalbine doğan nûrları seyretmeye başlar, manevi makamları, hâlleri görür. Böylece o, bâtında Rabbi ile ülfet ve ünsiyet hâlinde olup, fenâ fillâh makamına yükselir. Zâhirde de hizmet ve ibâdetlerle uğraşır."
"Fâsıklarla arkadaşlık etmek öyle hastalıktır ki; devası, fâsıklarla olan beraberliği terk etmekle mümkündür."
"Gördüm ki, insanların çoğu gâfil olarak dolaşmaktadırlar. Bu yolda dayandıkları şey, bir zan ve tahminden ibârettir. Durumları bu iken, hakikat üzere olduklarını anlatır ve kendilerine göre mükâşefeden (keşiften) bahsederler. Ne var ki, işin aslından habersizdirler."
"Bir kulun ereceği saâdet, emredilen ibâdetleri ve tâatleri kolayca yapmasıdır. Bütün işlerinde sünnet üzere yürümeyi başarmasıdır. Sâlih kullara karşı içten sevgi beslemesi, hangi işte olursa olsun, ahlâkını değiştirmemesidir."
"Bedbaht kişi, unutulmuş günahlarını açığa vuran kimsedir."
"Ârif; tamamıyla gönlünü Allahü teâlâya, vücûdunu halka hizmete veren kişidir."
"Kendiliğinden yetişmiş ağaç, yaprak verir. Fakat meyve vermez. Verse de tatsız olur. İnsan da böyledir. Hocası olmayan kimseden hiçbir şey hâsıl olmaz. Ben söylediklerimi kendiliğimden söylemiyorum. Bizim büyüklerimize olan hürmet ve tazimimiz o kadar fazla idi ki, hocamın huzûruna gideceğim zaman, mutlaka gusül abdesti alıp, ondan sonra giderdim."
"Cehennem korkusu veya cennet arzusu ile tövbe etmek mümkün değildir. Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 222. âyet-i kerimesinde meâlen, (Muhakkak ki Allahü teâlâ tövbe edenleri sever) buyuruyor. Burada bildirilen sevgiye kavuşmak için, tövbe etmelidir."
"Allahü teâlâya ulaşan en emin yol; bütün iş, hareket ve ibadetlerde Peygamber efendimizin (aleyhisselâm) sünnetine tabi olmaktır."
"Yâ Rabbi! Biz amel defterimizi günah ile siyah ettik. Sen, saç ve sakalımızı günlerle beyaz ettin. Ey beyazın ve siyahın yaratıcısı olan Allahım! Lütfun ve fadlın ile günahlarımızı affeyle!"