“gözükızıl Velî” Mehmed Baba
Ne yapacağını şaşırmıştı!Arefe gününe bir gün kala hanımı; "Aramızda artık nikah kalmadı" diye adamı eve almadı. Ne yapacağını şaşıran adamcağız, bir dostuna danıştı. O da; "Gözükızıl Mehmed Baba'ya git. O, derdine bir çâre bulur" dedi.
Bunun üzerine, gidip hâlini Gözükızıl Mehmed Baba'ya anlattı. O da yüzünü kıbleye çevirip; "Seni Şam'da bir demirciye yollayacağım, o seni Mekke'ye götürür. Bana oradan ne hediye verirlerse onu da birlikte getir" dedi. Adam gözünü kapattı. Gözükızıl eliyle itti. Gözünü açtığında kendini Şam'da târif edilen demircinin dükkanında buldu. Durumu demirciye anlattı. Demirci de; "Seni Medine'de bir fırıncıya yollayacağım. O seni Arafat'a götürür" dedi. Gözünü yummasını söyleyip eli ile itince, adam kendini Medine'de buldu. Fırıncının yardımı ile Arafat'a çıktı. Hac farizasını yerine getirdikten sonra fırıncının târifi üzerine Zemzem kuyusunun yanındaki zâtı buldu. Bu zât; "Gözükızıl'a söyle neden doğrudan doğruya göndermiyor da vâsıtalı yolluyor" dedikten sonra Gözükızıl'a verilmek üzere bir kefen ve bir kap zemzem verdi. Hacıya gözlerini kapa deyince, o zât kendini Gaziantep'te buldu...
"Artık bize âhiret göründü!"
Hacı hediyeleri Gözükızıl Mehmed Baba'ya verince; "Demek artık bize âhiret yolculuğu göründü. Kısa zaman sonra beni defnedersiniz" dedi. Hacı eve gidince hanımı yine içeri almadı. Durumu Gözükızıl'a anlatınca; "Kâdıya git. O senin meseleni çözer" dedi. O da hanımı ile kâdıya gitti. Durumu anlattılar. Bunları dinleyen Kâdı nikahlarının devâm ettiğine dâir bir karar verdi. Ertesi gün Gözükızıl Mehmed Dede'nin yanına gittiklerinde vefât ettiğini gördüler ve bulunduğu yere defnettiler...