Gül Baba
"Dilersen seni saraya alayım"Hemen Gül Baba'nın kulübesine doğru yürüdüler. Değerli misafirlerin geldiğini gören Gül Baba koştu, onları kapıda karşıladı.
Padişah atından indi ve onun gösterdiği mindere oturdu ve o mübareğin kendi elleriyle pişirdiği kahveyi yudumlayıp yorgunluğunu giderdi. Sonra da sohbet esnasında ona şöyle bir teklifte bulundu:
- Dilersen seni saraya alayım. Artık çalışma da yaşlılık günlerini dinlenerek geçir, deyince Gül Baba;
- Sağolun Sultanım! Burada oturmak benim için daha iyidir, diye cevap verir.
Sonra Padişah ve yanındakiler oradan ayrılırlar...
O gece kurulan dostluk devam eder. Padişah, canı sıkıldıkça Gül Baba hazretlerini ziyaret eder...
Bu ziyaretlerden birinde, Gül Baba hazretleri, Sultan Bayezid-i Veli'ye iki gonca gül verir ve;
-Padişahım! Kendimi iyi hissetmiyorum. Bu güller, fakir gönlümün hediyesi olsun. Lütfen kabul buyurun, der.
Padişah da gülleri alır ve çok duygulanır:
-Böyle deme Gül Baba! Allah sana uzun ömürler versin. Ama emr-i Hak vaki olmadan nasıl bir eser bırakmak istersin? diye de sormadan edemez.
"Ruhumu şâd etmek istersen!"
Gül Baba hazretleri, oturduğu yerden hafifçe doğrulur, ileride görünen tepeyi işaret ederek der ki:
-Ruhumu şâd etmek istersen, karşıdaki tepeye bir mektep yaptır Sultanım. Bu mektebin arması da sarı-kırmızı olsun!
Bundan kısa bir müddet sonra da vefat eder.
Bunun üzerine Sultan II. Bayezid Han, o yıl Galatasaray Sultanisi'ni yaptırır. Gül Baba vefat edince, o gül bahçesinin ortasında açılan kabrine defnolunur.