Güzel Ahlâktan, Sâlih Ameller Meydana Gelir
Allahü teâlâ, cinleri ve insanları ancak kendine ibâdet etmeleri için yarattı. Bunun için Allahü teâlâ, Zâriyât sûresi ellialtıncı âyetinde meâlen (Cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etmeleri için yarattım) buyuruyor. İnsanların Allahü teâlâya ibâdeti, ancak sâlih amelleri ile olur. Sâlih ameller ise, ancak güzel ahlâktan meydana gelir. Nitekim Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Müminlerden îmânı kâmil olanlar, ahlâkı güzel olanlardır” buyurdu. Yine buyurdu ki: “Bana en sevgiliniz ve kıyâmette bana en yakınınız, ahlâkı iyi olanınızdır.”
Allahü teâlânın yarattığı her şey, kemâline ulaşması içindir. İnsanın kemâli ise, ma’rifetullahtır. Ma’rifet semeresi ise Allahü teâlâya ibâdet etmektir. Sıhhat ve doğruluk bakımından kalbin en aşağı mertebesi; Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi annesinden, babasından, çocuklarından ve malından daha çok sevmektir.
Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Beni anasından, babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan çok sevmeyeniniz mü’min olamaz.”
“Üç şey vardır ki, bunları yapan îmânın tatlılığını bulur: 1-Allahü teâlâyı ve Resûlünü, her şeyden çok seven. 2-Allahü teâlânın sevdiklerini, Allahü teâlâ sevdiği için seven. 3-Allahü teâlâ onu küfürden kurtardıktan sonra, küfre dönmekten, Cehenneme atılmaktan tiksindiği gibi tiksinen.”
Kalbin sıhhat ve selâmetinin alâmeti, huzûrunun ancak ma’rifetullahla olmasıdır. Marifetullah ise, ancak din bilgilerini öğrenmek ve tatbik etmekle mümkündür. Nitekim Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde Ra’d sûresi yirmisekizinci âyetinde meâlen; “Îmân edip, kalbleri Allahü teâlânın zikri ile itminan bulanlar. Uyanınız, dikkat ediniz! Kalbler, ancak Allahü tealanın zikri ile itminan bulur” buyuruyor.
Kalbin hastalık ve bozukluğunun alâmeti, kalbin ma’rifetullahdan lezzet almaması, yahut da ma’rifetullahı gideren şeylerden lezzet almasıdır.