Haçlıların Kâbusu Nureddin Zengi
GARİP BİR HADİSE!..Nureddin Mahmud Zengi, bir gün, komutanlarından biriyle konuşurken, komutan şöyle dedi:
"Gelecek yıl burada buluşup buluşamayacağımızı bilen Allah pek yücedir!"
Nureddin Zengi de şu karşılığı verdi:
"Bilakis, bu aydan sonra görüşüp görüşemeyeceğimizi bilen Allah pek yücedir!"
Garip bir hadise olarak, Nureddin Zengi o ayın onbirinde, komutan da henüz bir yıl dolmadan öldüler. Yani, ikisi de kendi söyledikleri zaman içerisinde vefat ettiler. (1174)
***
Ölümünden bir hafta önce Nureddin Zengi, komutanlarından birine çok öfkelenmiş ve o öfkeyle Dimaşk Kalesi'ndeki evine dönmüştü. O günlerde oğlunun sünnet düğünü vardı. Halk sünnet düğünüyle ilgili eğlence ve merasimlerle meşguldü. Nureddin Zengi ise kaledeki evinde şiddetli baş ağrısına yakalanmış, nefes darlığı çekiyor ve konuşmakta zorlanıyordu. Bir hafta süren bu hastalıktan sonra da vefat etmiştir. Böyle çetin bir hastalıktan öldüğü için, ona "Nureddin-i Şehid" denilmiştir...
"DÜNYA GÖLGE GİBİDİR!.."
Nureddin Mahmud Zengi, öldüğü zaman ellisekiz yaşındaydı. Hükümdarlığını adalet, iyilik ve cihadla dolu olarak geçirdi. İdaresi altındaki Suriye ve Mısır'da vergileri kaldırmıştı. Kendi malıyla geçinir, devletten bir şey almazdı. Hanefi fıkhını iyi bilir, gece namazlarını bırakmazdı. Pek cesur, mütevazı ve cömertti. Tarihçi İbnü'l-Esir'e göre, dört halife ve Ömer bin Abdülaziz'den sonra, ahlâkta ondan güzel, adalette daha üstün bir devlet başkanı görülmemiştir.
Anlatılır ki, bir gün bir arkadaşıyla ata binmişti. Giderken gölgeleri önlerinde gidiyor, dönüşte ise gölge arkada onların peşinden geliyordu. Bu manzara karşısında Nureddin Zengi arkadaşına der ki:
"Dünyanın hali gölge gibidir. Kovalarsan kaçar, kaçarsan kovalar!"