Hadîs âlimi Ahmed Sâlihî
SIHHATİNE ÇOK DİKKAT EDERDİŞam, Sâlihiyye, Kâhire, Mısır, Ba'lebek ve Humus gibi ilim merkezlerine giden bu mübarek zat, talep edenlere hadis-i şerif dersleri verdi. Talebe gelmediği zaman dağa çıkar, Allahü teâlânın yaratıklarını temaşa eder, ailesinin nafakasını alın teriyle temin etmek için taş kırardı. Hadis-i şerif öğrenmek için gelenler, onu dağ başında bulurlardı. O da hemen işini bırakır, gelenlere ilim öğretirdi. Sıhhatine de çok dikkat eder, her sabah ılık su ile gusl abdesti alırdı. Vücûdu sıhhatli olmayanın, sıhhatli ibâdet yapamayacağını söylerdi. İnsanlara olan merhametine, ilminin ve ibâdetinin güzelliğine, ahlâkının yüksekliğine herkes imrenirdi.
Kitabında yer alan Hadis-i şeriflerden bazıları:
"Doğru olunuz. Biliniz ki, amellerinizin en hayırlısı namazdır. Elbette namaza sâdece mü'min olanlar devâm eder."
"Namazı ilk vaktinde kılmanın, namazı son vaktinde kılmaya üstünlüğü, âhıretin dünyâya üstünlüğü gibidir."
"Namazın ilk vakti Allahü teâlânın rızâsı, son vakti ise affıdır."
"Cemâatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmiyedi derece daha üstündür."
"Münâfıklara en ağır gelen namaz, yatsı ve sabah namazıdır."
"MÜ'MİN KAVUŞMAK İSTER!"
Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) "Kim Allahü teâlâya kavuşmayı isterse, Allahü teâlâ da ona kavuşmayı ister. Kim Allahü teâlâya kavuşmayı istemezse, Allahü teâlâ da ona kavuşmayı istemez" buyurunca, hazreti Âişe "Biz hiçbirimiz ölümü istemeyiz" dedi. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz; "Bu o değildir. Lâkin mü'min, Allahü teâlânın rahmeti, rızâsı ve Cenneti ile müjdelenince, Allahü teâlâya kavuşmak ister. Allahü teâlâ da ona kavuşmak ister. Kâfir ise, Allahü teâlânın azâbı ve gadabı ile korkutulunca; Allahü teâlâya kavuşmak istemez. Allahü teâlâ da ona kavuşmak istemez" buyurdu.
Ahmed Sâlihi hazretleri, yüz yaşlarında iken vefât etti. Vefât ettiği gün hadis-i şerif dersi verdi ve o esnada şu hadis-i şerifi okuyordu:
"Kimin son sözü Lâ ilahe illallah olursa, Cennete girer."