Hadis âlimi Ali Bin Harb
Devlet adamlarına nasihat...İlmi ile âmil olan bu mübarek zat, günahlardan kaçar, Allahtan çok korkar ve harâma düşerim korkusuyla mubahların birçoğunu terk eder ve dünyâya hiç ehemmiyet vermezdi. Allah rızâsı için devlet adamlarına, kırmadan nasihat eder, insanların huzur ve rahatı için çalışırdı.
Ali bin Harb'in zamanında yaşayan âlimler, O'nun hadis ilminde sika (güvenilir) olduğunu bildirmişlerdir. Bunlardan Ebü'l Hasen Dâre-kutni "Ali bin Harb, sikadır" el-Hasib bin Abdullah "O, sâlihtir", Ebû Zekeriyyâ Yezid bin Muhammed bin İyâs el-Ezdi, "Ali bin Harb babasıyla seyahatte bulundu ve hadis-i şerif işitti, hadisleri tasnif etti. Müsned'ini meydana getirdi." Nesâi "O, sadıktır", İbn-i Ebi Hâtem "Babamla ondan yazdık ve babam onun sadık olduğunu söyledi." Müslime bin Kâsım el-Hatib ve İbn-i Semâni, "O, sika ve sadıktır" demişlerdir.
Çok talebe yetiştirdi...
Ali bin Harb hazretleri ömrünün sonlarına doğru Musul'a giderek burada talebe yetiştirdi ve 878 (H.265) senesinde Musul'da vefat etti. Cenaze namazını Muaviye bin Harb kıldırdı. Bu mübarek zatın son sözleri şunlar oldu:
"Yâ Rabbi! Resulullah efendimiz; 'Allahü teâlâ, benim için birbirini sevenlere, benim için birbirini ziyaret edenlere sevgim haktır' buyuruyor. Sen de biliyorsun ki, bu her şeyden aciz kulun, Seni ve Resulünü ve Onu sevenleri ve Resulüne inananları her şeyden çok seviyorum. Beni bu sevgime bağışla!.."