Hâlinin Onda Dokuzu Susmak Olsun

Bu mübarek zat, 917 (m. 1511) senesinde Şam’da vefât etti. Buyurdu ki:
“Hâlinin onda dokuzu susmak, biri de konuşmak olsun.”
“Ev, ancak içinde olana fayda verir.”
“Kendin müflis (iflâs etmiş) iken, tüccârın malını, parasını saymakla meşgûl olma. Hakîkatleri karıştırma.”
“Kendisine kurtuluşa ermiş bir kimsenin nazarı (bakışı) erişip de iflah olmayan kimseye şaşarım!”
“Sizden biriniz, kendi gözündeki parçayı görmez de, din kardeşinin gözündeki çöpü görür.”
Ebü’l-Hasen hazretlerinin çok kerâmetleri görüldü. Bunlardan bazıları şöyle anlatılır:
Bir zaman iki kişi ders okumak için geldi. Ebü’l-Hasen Magribî, onları talebeliğe kabûl etti. Bir müddet sonra birisi gitmek istedi. Arkadaşı her ne kadar kalmasında ısrar etti ise de, o yine gitmekte kararlı göründü ve gitti. Aradan çok geçmeden ağlayarak geri döndü. Arkadaşı sebebini sorduğunda; “Ben falan yere gittim. Ebü’l-Hasen Magribî hazretleri ile karşılaştım. Onu çok heybetli gördüm ve korktum. Tekrar geri geldim” dedi. O talebe, tahsilini tamamlayıncaya kadar oradan ayrılmadı...
Alvân Hamevî şöyle nakletti: Şam’ın eşrafından, aynı zamanda ilimde ve ders okutmada önde gelen âlimlerinden birisi dedi ki: “Ne zaman ki Ebü’l-Hasen Magribî hazretlerine tâbi oldum. Himmeti ile yüksek manevî derecelere yükseldim.”
Yine Alvân Hamevî anlatır: “Hama şehrinde vâiz idim. Ben de diğer vâizler gibi, vaazımı kâğıda yazar okurdum. Bir gün Ebü’l-Hasen Magribî hazretleri yanıma geldi ve buyurdu ki:
-Ey Alvân, artık vaazını kâğıda bakmadan yap!
Ben eski âdetim üzere yine kâğıttan okudum. Tekrar aynı şeyi söyledi. O Allahü teâlânın velî kulunun duâsıyla, kâğıda bakmadan daha güzel vaaz etmeye başladım.”