Hanbelî Fıkıh âlimi Abdülazîz Hallâl
Mütteki bir zât idi...O, son derece ibâdete düşkün, Allahü teâlânın emirlerine uyan, dünyâya kıymet vermeyen, harâm ve şüpheli olan şeyleri terk etmekle beraber, mubahların çoğunu da terk etmiş, arif, âlim ve mütteki bir zât idi.
Hanbeli mezhebindeki fıkhi beyânları pek çoktur. Bununla beraber, Ehl-i sünnet vel-cemâat i'tikâdına hizmetleri de büyük oldu. Zamanının sultanı ve devlet adamları yanında da büyük bir kıymeti vardı.
Ehl-i sünnet olmayan kimselerle konuşur, onlara doğruyu anlatırdı. Çok zeki ve büyük âlim olduğundan, onların delillerinin hepsini çürütür, söyleyecek bir şey bulamazlardı...
"Cuma gününe kadar aranızdayım"
Ebû Bekr Abdülaziz Hallâl son hastalığında buyurdu, ki: "Ben cuma gününe kadar aranızdayım."
Bunun üzerine "Allahü teâlâ sana afiyet versin" dediler. Bu sözü söyleyenlere:
"Ebû Bekr Mervezi'nin şöyle dediğini işittim: "Ahmed bin Hanbel yetmiş sekiz sene yaşadı ve cuma günü vefât etti. Cuma namazından sonra defnedildi."
Ebû Bekr Hallâl da yetmiş sekiz sene yaşadı. 363 (m. 974) Şevval ayının yirmiüçüncü cuma günü vefât etti ve aynı gün defnedildi. Bu, onun kerâmetlerinden birisidir. Cenâzesinde o güne kadar hiç görülmemiş kalabalık bir cemâat bulundu.
Onun kabri geceleri nûr ile dolup, bu nurun, kabrinden semâya doğru yükseldiği herkes tarafından görülürdü...