Hanbelî F1k1h âlimi Muhammed Kudâme
İlmiyle amil bir zat idi...İbn-i Kudâme, fıkıh, ferâiz, nahiv ilimlerini kendinde toplamış, ilmiyle amel eden, insanların ihtiyâcını karşılayan, zâhid bir zât idi. İşittiği her duâyı ezberler ve yazardı. Dine âit ne öğrendiyse, mutlaka öğrendiği ile amel ederdi. İhtiyar olduğu hâlde devâm ettiği cemâatin en dinç olanı idi. Gençliğinden itibâren gece yarısı kalkıp teheccüd namazı kılmış, hiç terk etmemiştir. Hanımı şöyle demiştir:
"Geceleri ibâdet için kalkardı. Uyku bastırınca, yanında bulunan bir asâ ile ayaklarına vurarak uykusunu dağıtırdı."
Bu mübarek zat, çok oruç tutmaktan zayıf düşmüştü. Vefât edeceği sırada yakınlarını yanına topladı. Kıbleye döndü. Onlara takvâyı, Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasakladıklarından sakınmalarını, Allahü teâlânın kendilerini her ân gördüğünü ve yaptıklarını bildiğini, ona göre hareket etmelerini, dosdoğru olmalarını tavsiye etti. Sonra başında Yâsin-i şerifi okumalarını söyledi. Son nefesinde; "Şüphe yok ki Allah, râzı olduğu İslâm dinini sizin için seçti. O hâlde ancak Müslüman olarak can verin" meâlindeki Bekara sûresi 132. âyet-i kerimeden bir kısmını okurken vefât etti.
Hiç malı ve parası yoktu
Bu mübareğin, vefâtında hiç malı ve parası yoktu. Şam'da Kasyun Dağında Sefh denilen yere defnedildi.
Abdülmevlâ bin Muhammed şöyle anlatır:
"Muhammed Kudâme hazretleri kabre indirildi ve ben de başında Kur'ân-ı kerim okuyordum. Bir yerinde yanlış okumuşum. Kabirden seslenip, yanlışımı düzeltti. Sesini duyunca korkup, titremeye başladım."