Haram Olan Şey, Her Hâlükârda Haramdır

Haram Olan Şey, Her Hâlükârda Haramdır

Ebû Ali Rodbâri'ye; "Bir kimse günah işler; meselâ çalgı dinler ve bunu dinlemek bana helâldir. Çünkü ben öyle bir dereceye yükseldim ki, günahlar bana zarar vermez, bana tesir etmez, benim kalbim temizdir, sen kalbe bak derse bu kimse hakkında ne dersiniz?" diye soruldu. Cevâbında; "Öyle bir makâma kavuştuğunu söyleyen kavuştu, fakat Cehennem'e kavuştu! Yoksa Cennet'e ve Hakk'a kavuşmadı. Çünkü haram olan şeylerin helal olacağı makam yoktur! Haram olan, her makamda haramdır. Her âlim kendi makâmına uygun amel işler. Yükselmeye mâni olan işlerin yanına uğramaz. İşte bir asırdır, âlemde hak ve doğru sûretinde bâtıl işleri yapanlar meşhur oldu."
Bir gün Ebû Ali Rodbâri'ye bir kimse misâfir gelmişti. Fakat o gün vefât etti. Kefenlenip namazı kılındıktan sonra mezara konuldu. Ebû Ali Rodbâri; "Aziz ve celil olan Allah, bu kimseye garipliği sebebiyle rahmet etsin" diyerek yüzünü açarak toprağa koymak istedi. Bu sırada vefât eden kimse gözünü açtı ve; "Ey Ebû Ali! İkrâmına nâil olduğum zâtın huzûrunda bana ikrâm mı ediyorsun?" dedi. Ebû Ali Rodbâri; "Efendim ölümden sonra hayat manzarası mı görüyorum?" dedi. O kimse; "Evet ben hayattayım. Aziz ve Celil olan Allahü teâlâya âşık olan her insan hayattadır, ölmez. Ey Rodbâri, elde ettiğim makamla yarın sana yardımcı olacağım" dedi.

Ebû Ali Rodbâri, tahâret ve abdest konusunda çok titiz davranırdı. Bâzan vesvese derecesine varan bu titizliği sebebiyle güç durumda kalırdı. Bir defâsında tahâret husûsunda vesveseye kapıldı. Abdest almak için tam on bir kere deniz sâhiline indi. Güneş batıncaya kadar orada kaldığı hâlde sahih bir abdest aldığına kalbi kanâat getirmedi. Bu durum sebebiyle göğsü daralıp sıkıldı. Üzüntülü ve incinmiş bir hâlde ellerini kaldırıp, Allahü teâlâya; "Yâ Rabbi! Senden âfiyet ve bu hâlden kurtulmayı dilerim" diye duâ ve niyâzda bulundu. Gâibden bir ses; "Âfiyet, ilimde ve İslâmiyetin hükümlerine riâyet etmektedir" dedi. Bu sesi işiten Ebû Ali Rodbâri hazretleri kendinde bulunan hâlin vesveseden ibâret olduğunu anlayıp, kalbi rahatladı. Bu rahatlama sebebiyle Allahü teâlâya şükretti.

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek