Harput Velîlerinden Beyzâde Efendi

Harput Velîlerinden Beyzâde Efendi
Edep ve hayâ timsali...
Beyzâde Efendi, edep ve hayâ timsali bir zattı. Kendisini tamamen ilme ve tasavvufa verdiği için dünya malıyla hiç ilgilenmemiştir. Harput'taki tek katlı evini kendisi hac ziyaretine gittiği sırada oğlu yıktırarak iki kata çıkarınca, oldukça üzülmüş, çocuklarına iki sebepten sitem etmiştir. Birincisi: "Beni şimdiden sonra dünyaya mı bağlayacaksınız?" İkincisi de: "Komşuların evinden yüksek oldu, onların yüzüne nasıl bakarım?" demiştir.

Çok talebe yetiştirdi...
Seksen seneye yakın bir süre İbrâhim Paşa Medresesinde müderrislik yaparak, çok talebe yetiştiren Beyzâde Efendi, ömrünün sonlarına doğru müderrislik vazifesini oğlu Müftü Hacı Mehmed Nûri Efendiye bırakarak, kendisi bir köşeye çekildi, ibâdetle meşgûl oldu.
Bu mübarek zat, ömrünün sonlarına doğru rahatsızlandı. Artık son günlerini yaşıyordu. Hasta olmasına ve ateşler içinde yanmasına rağmen yine diz çöküp oturduğunu ve ayaklarını uzatmadığını gören oğlu dayanamayıp, sebebini sordu. Oğlunun bu suâline hafif gülümsedikten sonra kaşlarını çatıp;

"Ayaklarımı uzatayım öyle mi?"
-Heey oğul, güzel oğul!.. Demek ayaklarımı uzatayım öyle mi? Uzatayım lâkin kime karşı uzatayım dersin? Söyle kime karşı? cevâbını verdi ve bir müddet sonra da vefat eyledi. (1904)
Beyzâde Efendi'nin cenazesini, muazzam bir kalabalık Harput'un Meteris Mezarlığına götürerek defnettler. Beyzade Hacı Ali Rıza Efendi'nin vasiyeti üzerine kendisine türbe yapılmamıştır...

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek

İnsanların Hep Iyi Taraflarını Gör, Günahlarını Araştırma!

Vehbi Tülek

Amellerin En Iyisi, Insanın Kendini Hesâba Çekmesidir

Vehbi Tülek