-Öfkelerini yenenler, insanları affedenler, Rablerinin katında büyük ihsanlara kavuşacaktır diyor, padişahım! Cevabını verir. Hükümdar, köleye acıyarak, onun kanını dökmekten vazgeçer. Ama bir başka vezir atılır;
-Bizim gibi kimselere padişah huzurunda sözün doğrusunu söylemekten gayrısı yakışmaz. Bu köle padişahımıza sövdü, uygunsuz laflar söyledi, der. Padişahın canı sıkılır, yüzünü buruşturur ve ikinci vezire dönerek;
-Bana bu vezirin yalanı, senin şu gerçek sözlerinden daha hoştur. Çünkü o yalan, bir iyilik içindi. Oysa senin söylediğin bu gerçek, kötülüğe dayanıyor. Nasıl ki büyüklerimiz, 'iyilik için söylenen yalan, fitne koparan doğrudan iyidir' demişler.
Sonra da, iyi kalpli vezirini mükafatlandırır, diğerini de azleder.