Hayber Gazâsında Şehit Düşen Genç
Medine'den yola çıktılar...Resûl-i Ekrem efendimiz, Hudeybiye Anlaşmasından bir ay sonra, hicretin 7. yılında, düşman harekete geçmeden, hazırlık safhasında olan düşmanı yatağında bastırmak gâyesiyle, 1400 piyade, 200 süvâri olmak üzere 1600 kişilik bir ordu ile Medine'den yola çıktı. Medine-Hayber arasında 150 kilometrelik yolu, üç günde katettiler...
Nihayet kaleyi muhasaraya başladılar. Ancak harp uzadıkça uzuyordu. Peygamber Efendimiz; "Bu sancağımı, yarın kaleyi kahır ve kahramanlıkla alacak, Allah'ın ve Resûlü'nün sevdiği bir bahâdıra vereceğim" buyurdu.
Ertesi gün sancağı Hazret-i Ali'ye verdiler. Hazret-i Ali, sancağı kaparak kaleye doğru koştu. Karşısına çıkan Yahûdilerin başını uçurdu...
Harp çok şiddetli oluyordu. Bir aralık Hazret-i Ali'nin kalkanı elinden fırlayıp düştü. Allah'ın arslanı, göğüsleyip kopardığı kale kapısını bir elinde kalkan gibi kullanarak, çarpışmaya devam etti. Nihâyet kale düştü. Hazret-i Ali, onu teslim aldı...
"Ben ganimet istemiyorum!"
Kale fethedilmiş, herkes ganimet almak için sıraya dizilmişler, kendilerine isabet edecek miktarı bekliyorlardı. Ganimet taksimi esnasında sıra genç bir çobana geldiğinde o;
- Ya Resûlallah ben ganimet istemiyorum, sadece boğazımdan delecek bir okun beni şehit etmesini bekliyorum, diyerek taksimattan bir hisse almadı.
Resul-i Ekrem efendimiz, Eshabına "Bu genci takip ediniz, eğer imanında doğru ise istediği olur" buyurdu.
Nihayet şehadet haberi işitilince gidip baktılar ki, hakikaten Peygamber efendimize söylediği gibi, bir ok boğazına isabet ederek şehid olmuştu...