Hayreddîn Atûfî

Hayreddîn Atûfî

Ehl-i sünnet İmâmları ittifâk ettiler ki, dünyâ ve âhırette Allahü teâlânın cemâlini görmek aklen caizdir. Dünyâda görülmesi husûsunda ihtilâf ettiler. İmâm-ı Beydâvi dahi, dünyâda rü'yetin caiz olduğunu bildirmiştir. Allahü teâlâyı dünyâda baş gözü ile görmek caizdir. Fakat kimse görmemiştir. Kıyâmet günü mahşer yerinde kâfirlere ve günahı olan mü'minlere kahr ve celâl ile, sâlih olan mü'minlere lütf ve cemâl ile görünecektir. Mü'minler Cennette cemâl sıfatıyla görecekdir. Kâfirler bundan mahrûm kalacaklardır. Cinnilerin de mahrûm kalacaklarını bildiren haber kuvvetlidir. Âlimlerin çoğuna göre, mü'minlerin makbûl olanları her sabah ve akşam, derecesi aşağı olanlar ise her Cum'a günü ve dünyâ bayramı gibi yılda birkaç kerre göreceklerdir. Allahü teâlânın görüleceğine inanmalı, nasıl görüleceği düşünülmemelidir. Çünkü Allahü teâlânın işleri akıl ile anlaşılmaz. Muhammed aleyhisselâm, Allahü teâlâyı mi'râcda gördü. Bu görmesi dünyâdaki baş gözü ile görmek gibi değildi. Mü'minler Allahü teâlânın cemâlini görmekle şereflendikleri zaman, sevinçlerinden Cennetin türlü türlü ni'metlerini unuturlar. Çünkü Cennet ni'metleri, Allahü teâlânın cemâlini görmek şerefi yanında, denize nazaran zerre mesabesindedir...

Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mi'râc mu'cizesi haktır. Vukû bulması husûsu mütevâtir haberle sabit olmuştur. Bütün Ehl-i sünnet âlimleri mi'râcın vukû bulduğu husûsunda ittifâk ettiler. Dinde mütehassıs âlimler, hicretten bir sene evvel Receb ayında, uyanık iken, rûh ve beden ile mi'râca yükseldiğini bildirdiler. Nitekim İsrâ sûresi 1. âyet-i kerimesinde meâlen;

"Her türlü noksanlıktan münezzeh olan O Allahdır ki, kulunu (Muhammed aleyhisselâmı) gece Mescid-i Haram'dan (Mekke'den alıp) o etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya kadar götürdü. O'na âyetlerimizden (kudretimize delâlet eden acâibliklerden) gösterelim diye yaptık" buyuruldu. Âyât'dan maksad, İsrâ gecesinde Peygamber efendimizin müşâhede ettikleri husûslardır. Peygamberlerle karşılaşması, Sidre-i müntehâ, Beyt-i ma'mur ve başka hâdiselerdir.

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek