Hayrünnessâc
Güler yüzlü ve tatlı sözlü idi...Hayrünnessâc, insanlara vaaz ve nasihat ederdi. Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatırdı. Güler yüzlü ve tatlı sözlü idi. Güzel ahlâkı ile herkesin kalbine tesir ederdi. Hilmi, yumuşaklığı, haram ve şüphelilerden sakınması, nefsinin arzularına muhâlefet etmesi, âlimlere ve evliyâya olan muhabbet ve bağlılığı, hep onlardan anlatması mükemmeldi. Sözleri çok tesirliydi. Kerâmetleri, nasihatleri, hikmetli sözleri meşhûrdur.
Nafakasını temin etmek için bâzan dokumacılık yapardı. Sık sık da Dicle Nehri sâhiline gidip, sâkin bir yerde ibâdet ve tâatle meşgûl olurdu. Orada kendisine bez dokutanlardan bir kadın şöyle sordu:
-Bunun ücretini getirdiğimde, sizi bulamazsam ne yapayım?
O da, kadına şöyle cevap verdi:
-Dicleye atıver?
120 yaşında vefât etti...
Kadın bildirdiği günde borcu olan parayı getirdi, kendisini orada bulamadı, önceki emir üzerine, getirdiği parayı nehre attı. Bir müddet sonra Hayrünnessâc hazretleri geldiğinde, balıklar ağızlarında kadının attığı paralarla çıkıp kendisine teslim ettiler...
Bu mübarek zat, 933 (H.322) senesinde 120 yaşında vefât etti. Vefat edeceği gün, akşam namazını kılmak için kalktığında Azrail aleyhisselam gelerek, selam verdi. Ona şöyle dedi:
"Ey Azrail! Ya Rabbimin emrini yerine getir, ya da ben onun emrini yerine getireyim. Hak teâlâ sana; "Hayrünnessâc'ın canını al" buyurdu. Bana da "Namazını kıl" diye emretti!..