Her Hayırlı Amel Zikirdir...
HÂFIZASI ÇOK KUVVETLİ İDİİlim öğrenmek için şehir şehir dolaşan Abdülvehhâb Mütteki, daha sonra Mekke-i mükerremeye gitti. Büyük hadis âlimi ve evliyânın meşhurlarından olan Şeyh Ali Mütteki hazretlerine talebe oldu. Tasavvufta yetişip kemâle erdi. Hadis ilminde büyük bir âlim oldu. Ali Mütteki hazretlerine on iki yıl hizmet etti. Hocası 1567 senesinde vefât edince, ona vekâlet etti...
Bu mübarek zatın hâfızası çok kuvvetli olup, öğrendiğini uzun yıllar unutmazdı. Kâmus lügati ezberinde idi. Fıkıh ve hadis ilminde de böyle idi. Senelerce Harem-i şerifte bu ilimlerin dersini verdi... Abdülvehhâb Mütteki hazretleri sohbetlerinde buyurdu ki:
"İlim gıdâ gibidir. Ona bir zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir."
Kendisine dediler ki: "Tâlibin devamlı zikirde olması lâzımdır, diyorlar. Bu nasıl olur?" Buyurdu ki:
"Hayırlı amelle meşgûl olan, dâimâ zikirdedir. Namaz kılmak zikirdir. Kur'ân okumak zikirdir. Din ilimleri öğretmek ve öğrenmek zikirdir. Her hayırlı amel zikirdir."
"Selef-i sâlihinin yolu, çeşit çeşit iyi işleri yapmak, ahlâkını güzelleştirmek ve ilmi yaymaktı."
"ECEL, ANSIZIN GELİR!.."
Bir gün istidrâcdan yani, Müslüman olmayanlarda ve bid'at ehlinde görülen havada uçmak, su üstünde yürümek gibi hâllerden söz açılmıştı. Buyurdu ki:
"Fâsıklara ve bid'at sâhiplerine de bir kuvvet verilir ve onunla avâmın kalblerini çekebilirler. Dinde sağlam olmayanları yoldan çıkarırlar."
Abdülvehhâb Mütteki hazretleri, vefat etmeden evvel şu hadis-i şerifi okudu:
"Kütüb-i Sittede yazılı şu hadis-i şerifi Enes bin Malik (radıyallahü anh) rivayet ediyor: Resulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) yere bir çizgi çizdi ve: (Bu, insanı temsil eder) buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: (Bu da ecelini temsil eder) buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra (Bu da emeldir) dedi ve ilave etti: (İşte insan daha böyle iken [yani emeline kavuşmadan] ona daha yakın olan [eceli] ansızın geliverir.)"