Her Kim Ki, Allahü Teâlâdan Korkarsa!
Bir gün Hârun Reşid ile hanımı Zübeyde, birbirlerine gücenmişlerdi. Bu esnâda Hârun Reşid, hanımına: "Eğer ben Cennetlik olanlardan değilsem, vallahi sen benden boşsun!" deyip onu şartlı yemin ile boşadı. Fakat biraz sonra pişman olup, ikisi de çok üzüldüler.
Halife bütün âlimleri Bağdat'ta topladı. Yemini hakkında onlara sordu. Her biri ayrı şeyler söyleyip hiçbiri tatmin edici bir fetvâ veremedi. Bunlar arasında Mısır'dan gelen Leys bin Sa'd, meclisin en sonunda oturmuş hiç konuşmuyordu. Onun bu hâli Hârun Reşid'in dikkatini çekti ve "Sen bu hususta ne dersin?" dedi. O zaman Leys bin Sa'd "Benim fikrimi almak isterseniz, emir buyurunuz, herkes dağılsın. Burada ikimiz yalnız kalalım. O zaman fikrimi sana açıklarım" buyurdu. Hârun Reşid emir verdi. Bütün âlimler oradan ayrıldı. Ancak halife ile Leys bin Sa'd ve bir de hizmetçisi kaldılar.
Leys bin Sa'd; "Ey müminlerin emiri! Benim sana söylediklerim hakkında, bana bir teminat verir misin ki, her söylediğimden ve yaptığımdan bana zarar gelmesin?" dedi. Halife; "Evet! Sana her türlü teminat verilmiştir. Emin olabilirsin ki, sana hiçbir zarar gelmez." Bunun üzerine Leys bin Sa'd, bir Kur'ân-ı kerim getirilmesini istedi ve halifeye dedi ki:
"Ey müminlerin emiri! Şu mushafı eline al ve baştan sonuna kadar sayfa sayfa aç!" O da aynen söylediği gibi tek tek açtı. Rahmân sûresine geldiği zaman, bu sûreyi okumasını söyledi. Sûrenin başından okumaya başladı. Tam; "Her kim ki, Allahü telâdan korkarsa, ona iki Cennet vardır!" âyet-i kerimesine gelince; "Dur, ey müminlerin emiri! dedi. Halife, bu işten bir şey anlayamamıştı. Hattâ kızar gibi oldu. Önce verdiği sözü hatırlattıktan sonra Leys bin Sa'd, ona; "Sen, Allah'tan korkarsın değil mi?" diye sordu o da; "Vallahi, ben Allah'tan korkuyorum" dedi. O zaman Leys bin Sa'd da; "Ey müminlerin emiri, sana müjdeler olsun! Allahü teâlâ sana bir değil, iki Cennet verecektir" buyurdu.
Halifenin yeminine çâre olan fetvâyı işiten hanımı Zübeyde de çok sevindi. Halife ona; "Sen çok doğru söyledin ve iyi fetvâ verdin!" dedi.