Hindistanlı Velî Ömer Hadrami
"Sâlihlerle sohbet ediniz!"Sohbetlerinde buyururlardı ki:
"Sâlihlerle sohbette berâber olup, onlarla sohbet ediniz. Onlar, dünyâ hazineleridir. Onlarla berâber olmak, ebedi saâdetin anahtarıdır."
"Allahü teâlâya itâatte tam kul ol ki, mahlûklar karşısında tam hür olasın. Allahü teâlâya ibâdet eden kimseye, mahlûklar itâat ve hizmet ederler."
"Allahü teâlâdan gelen şeyleri, nimetleri ve kendisinden Allahü teâlânın neyi istediğini bilmeyen kimse, kalbini perdelemiş olur. Kim nefsinin isteklerine kavuşmak için acele ederse, iyiliklere kavuşma yollarını keser. Kim nefsinin her istediğini yer ve bunların peşine düşerse, o kimsenin başına çeşitli belâlar gelir. Allahü teâlâyı unutmak, O'ndan gâfil olmak, Cehennem'e girmekten daha şiddetli bir haldir. Allahü teâlâdan başka şeyleri anmak, onlardan bahsetmek kalpte kasvete, katılığa sebeb olur. Şeytan; 'kim bana karşı kendini benim tuzağımdan kurtardığını zannederse, ben onu ucub ile yâni kendini beğenmekle tuzağıma düşürürüm' der."
"Allahü teâlâya âşık olanlar..."
"Allahü teâlâya âşık olanlar, insanı O'ndan uzaklaştıran her şeyden uzak olup, alâkalarını keserler."
"İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak benim için daha sevimlidir..."
Ömer Hadrami hazretleri 1653 (H.1063) senesinde Beycafur beldesinde vefat etti. Vefat ettiği gece hizmetçisine;
"Bu gece bir şey görürsen, korkma!" buyurdu. O anda göğe doğru yükselen bir nur belirdi. Hizmetçi önce korktu, sonra da efendisinin yanına gitti. Onu, vefat etmiş gördü.