Hüsâmeddîn Pârisâ Hazretleri
"Bu dünyâda, her mahlûkta, her şeyde, Allahü teâlânın hem rahmet sıfatı, hem de kahr, gadab sıfatı tecelli, zuhûr etmektedir. Su, insanların, hayvanların ve nebâtâtın yaşamaları için, temizlik için, yemek, ilâç yapmak için lâzım olduğu gibi, denizde binlerce insan boğulmakta, sel suları evleri yıkmaktadır... Her ilâç, bir derde devâ olduğu hâlde, fazlası zararlı olmaktadır. Her şey de böyledir. Nefs de bunlar gibidir. Hem faydalı, hem zararlı tarafları vardır. Nefsin yaratılması, insanların yaşaması, üremesi ve dünyâ için çalışmaları ve âhıret için cihâd sevâbı kazanmaları içindir. Allahü teâlâ, nefsi böyle nice fâideler için yarattı... Allahü teâlâ bütün insanlara merhamet ederek, acıyarak, nefse hâkim olup, zararlı arzûlarını önlemeleri için, akıl da yarattı... Allahü teâlâ, ayrıca Peygamberler göndererek, hangi şeylerin fâideli, iyi ve hangi şeylerin zararlı, fenâ olduklarını ve nefsin bütün arzûlarının kötü olduğunu bildirdi. Akıl, nefsin isteklerini, Peygamberlerin iyi dedikleri şeylerden ayırıp, kalbe bildirir, kalb de, aklın bildirdiğini ihtiyâr ederse, ya'ni tercih ederse, nefsin arzûlarını yapmayı irâde etmez..."CİHÂD-I EKBER"
Kalbin, iyiden, kötüden birini ihtiyâr ve irâde etmesine (Kesb) denir. İnsanın hareket organları, beyine, beyin de kalbine tâbidir. Kalbin emrine uygun hareket ederler. Kalb, beyin vâsıtası ile his organlarından ve rûh vâsıtası ile taraf-ı ilâhiden ve akıldan, melekten, hâfızadan, nefsten ve şeytândan gelen te'sirlerin toplandığı bir merkezdir. Kalb, akla uyunca, nefsin yaratılmış olması, insanların sonsuz ni'metlere kavuşmalarına mâni olmaz. Kalbin nefse aldanmaması, ona uymaması, nefs ile (Cihâd-ı ekber) olur. Allahü teâlâ, cihâd edenlere, Cennette yüksek dereceler vereceğini bildiriyor..."
Hüsâmeddin Pârisâ vefatına yakın buyurdu ki:
"Yemeğe ve her hayırlı işe başlarken Besmele okumak lâzımdır. Terk olunmamalıdır. Her hayırlı işe Besmele ile başlamak, gafleti giderip, Allahü teâlâyı hatırlamaya vesiledir..."