İbn-i Sînâ'yı Şaşkına Çeviren Hadise!
On iki sene sonra, Allahü teâlânın lütfu ile Bâyezid'in rûhâniyetinden istifâde edip olgunlaştı. Zamânının kutbu idi. Çok kerametleri görüldü. 1034 (H.425) senesinde İran'da Harkân'da vefât etti.
Bir kâfilede bulunan insanlar, Ebü'l-Hasan Harkâni hazretlerinin huzûruna gelip; "Yollar korkuludur. Bize bir duâ öğretiniz" diye istirhâm edince; buyurdu ki:
"O zaman, Ebü'l-Hasan'ı hatırınıza getiriniz!"
Bu söz, gelenlerin hoşlarına gitmedi... Yolda eşkıyâ, önlerine çıktı. Hepsinin mal ve metâlarını aldı. Yalnız, Ebü'l-Hasan-ı Harkâni hazretlerini hatırlayan bir kimsenin malına zarar gelmedi. Bu hâle arkadaşları şaşıp, sebebini sorduklarında; "Ebü'l-Hasan-ı Harkâni'yi hatırladım ve kurtuldum" cevâbını aldılar...
Gelip durumu Ebü'l-Hasan hazretlerine anlattılar. Ve; "Biz Allah'tan yardım istedik, eşkıyâlar bizi soydu. Fakat seni hatırlayıp, senden yardım isteyen şu arkadaş kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?" diye sordular.
"O arkadaşınızı kurtaran, Allahü teâlâdır. Günahkâr ağızdan çıkan duâyı cenâb-ı Hak kabûl etmez. Bunun için siz Allah'a yalvardığınız zaman duânız kabûl olmadı. Bu arkadaşınız beni hatırlayıp imdât isteyince, ben de Rabbime duâ ettim; (Yâ Rabbi! Şu kulunu içinde bulunduğu belâdan kurtar) dedim. Rabbim benim duâmı kabûl ettiği için, o arkadaşınız kurtuldu. Mesele bundan ibârettir" buyurdu.
Bir gün İbn-i Sinâ, Ebü'l-Hasan-ı Harkâni hazretlerini evinde ziyârete geldi. Hanımı, azarlayarak, ormana gittiğini söyledi. Hanımı, Ebü'l-Hasan hazretlerinin büyüklüğüne inanmadığı için, ona uygunsuz şeyler söyledi...
İbn-i Sinâ ormana doğru giderken, Ebü'l-Hasan-ı Harkâni hazretlerinin, bir arslana odun yüklemiş gelmekte olduğunu gördü. Şaşkınlık içinde "Bu ne hâldir?" diye sorunca, "Evimdekinin sıkıntı ve belâ yükünü taşıdığım için, bu arslan da bizim yükümüzü taşıyor" buyurdu.