İftirâda Bulunanlar Mahcup Oldular

İftirâda Bulunanlar Mahcup Oldular
Bir defasında ona iftirâda bulundular. Bolvadin mahkemesine şikâyette bulunup, mahkeme ilâmı çıkarttırdılar. Ancak kerâmet olarak mahkeme ilâmı kendine ulaşmadan, Bolvadin'de bulundu. Mahkemede hasımlar kendisinden hak talebinde bulundular. Yaratılıştaki cömertlikleri sebebiyle istenilen meblağı itirâz etmeden ödediler ve şöyle buyurdular: "Hasımlarımın bu fakiri tâciz ettiği, rahatsız ettiği akıl sâhipleri indinde mâlumdur. Ancak, bu istenilen meblağın gerekçesinin açıklanmasını istesek, biz onları tâciz etmiş olurduk. Çünkü o zaman işin içyüzü ortaya çıkardı. Sonra biz bu borçtan beri olduğumuza yemin etsek, dedemiz hazret-i Ebû Bekr'in yolundan ayrılmış olurduk. Zirâ yok yere ona bin dinar borç isnâd edildiğinde böyle bir borcu olmadığına dâir yemin etmeyip, o borcu verdi. Ayrıca onların bize karşı muâmeleleri sebebiyle sevap kazanmamız, onların ise bizim yüzümüzden cezâlandırılmaları bize uygun düşmez."
Küçük Ârif Çelebi Büyükkalecik köyüne gitmişti. Etrâfı seyrederken yüksekçe bir kaya görüp oraya merdivenle çıktı. O bölge hep taşlık ve kayalıktı. Etrâfa ibret ve hayranlıkla bakıyordu. Bu sırada köy halkından şakacı birisi, kayaya dayalı merdiveni sakladı. Şeyh Ârif Çelebi inmek için merdiveni aradığında; "Bize bir ikrâmda bulunmadıkça merdiven gelmez" diye latife yaptı. Çelebi Ârif Efendi de; "Doğru söylüyorsun" deyip cebinden üç avuç dolusu para serpti. Herkes para toplamakla meşgul iken, Allahü teâlânın izni ile herkesin gözünden kaybolup, dergâhındaki odasında oturdu. Biraz sonra orada bulunanlar yerden paraları toplayıp doğrulduklarında taşın üstünde Çelebi Ârif Efendiyi göremediler. Etrâfı aradıkları hâlde bulamadılar. Herkes şaşırıp kaldı. Durumu haber vermek için dergâha gittiklerinde, Ârif Efendiyi odasında oturuyor buldular. Nasıl geldiğini sorduklarında; "Bu bize ecdâdımızdan mirâstır. Bunda garib bir şey yoktur" buyurdu.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek