Ii. Mahmûd Han Ve İsyanci Vehhabiler

Ii. Mahmûd Han Ve İsyanci Vehhabiler
Diğer taraftan isyânlar neticesinde iyice bozulan yeniçeri ocağını yola getirmek için tâlim ve terbiye usûllerinin tekrar tatbik edilmesi istendiyse de, yeniçeriler bu icrââttan memnun olmadılar. 14 Ekim 1808'de Sekbân-ı Cedid adıyla modern bir ordu kurulmaya başlandı. Sekbân-ı Cedid askeri, yeniçeriler ve taraftarları tarafından Nizâm-ı Cedid'in ihyâsı olarak kabûl edildi. Veziriâzam Alemdâr Mustafa Paşanın devlet adamlarına ve askerlere karşı tâvizsiz icrââtları, yeniçerileri harekete sevk etti. 14-15 Kasım gecesi meydana gelen büyük isyan sırasında Alemdâr Mustafa Paşa öldürüldü. Mahmûd Han, yenilikleri durdurmak zorunda kaldı.İstanbul'daki hâdiselerin yatıştırılmasından sonra diğer iç ve dış meselelerin halline bakıldı. Arabistan'daki Vehhâbiler, Osmanlı Devletine ve Ehl-i sünnet Müslümanlara karşı siyâsi faâliyetlerden katliamlara varan tecâvüzlerde bulunuyorlardı. Bu arada Vehhabilerin reisi Sü'ûd bin Abdülaziz, Hicaz'ı istilâya teşebbüs etti. Hac mevsiminde hacıların yollarını kesip, Müslümanlara işkenceleri ve İslâm dinine olan hakâretleri, dayanılmaz bir hâl aldığından, Halife İkinci Mahmûd Han, Mısır vâlisi Mehmed Ali Paşaya ferman gönderip, Vehhâbileri cezâlandırmasını emretti. Mehmed Ali Paşa bir dizi harpten sonra mübârek beldeleri Vehhâbilerden temizledi. Zafer haberine çok sevinen Mahmûd Han, Mısır vâlisi Mehmed Ali Paşaya ihsanlarda bulundu. Öte yandan Balkanlarda, Avrupa devletlerinin Osmanlı Devletinin birlik ve bütünlüğünü parçalamak gâyesiyle yaptırdıkları bölücü ve yıkıcı faaliyetler çok artmıştı. Sırplar Bükreş Antlaşması ile (28 Mayıs 1812) muhtâriyet kazanmalarına rağmen rahat durmuyorlardı. Osmanlı Devletine ödeyecekleri senelik vergiyi kestiler. Tam istiklal propagandaları ile kalelerdeki Osmanlı askerlerine saldırmaya başladılar.1813 yılında, Sırplıları yola getirmek için Hurşid Paşa seraskerliğinde sefer açıldı. Hurşid Paşa Belgrad'a gelip, âsileri yola getirdi. Âsi Sırp lideri Kara Yorgi, esir düşmekten kurtulmak için, Avusturya'ya kaçtı. Belgrad ve Semendire kaleleri Osmanlılara tâbi oldu. Serasker Hurşid Paşanın umûmi af ilân etmesiyle, Sırplıların silahları toplatıldı. Kara Yorgi'den sonra Sırplıların başına Miloş Obrenoviç geçti. Osmanlı Devletine sadâkatle hizmete devâm eden Miloş Obrenoviç, 1818'de Avusturya'dan dönen rakibi Kara Yorgi'yi öldürdü. 1829 yılında Sırbistan'a muhtâriyet verilmesine rağmen, yıllık vergi vermeyi ve dış işlerinde Osmanlılara bağlılığını devâm ettirdi.Arnavutluk'ta ise Tepedelenli Ali Paşanın nüfuzu sebebiyle Rumlar, Rusya'nın bütün teşvik ve yardımlarına rağmen isyana cesâret edemiyorlardı. Ancak Fenerli Rumlarla eskiden beri sıkı münâsebetlerde ve İngilizlerle gizli muhâberelerde bulunan Hâlet Efendinin hâince faâliyetleri ve özellikle Tepedelenli Ali Paşayı bertaraf etmesi Yunanlılara ayaklanma fırsatı verdi.Etniki Eterya ve Fener'deki Rum Patrikhânesinin hedef tâyin ettiği isyan, 1820 yılında başlatıldı. 12 Şubat 1821'de Mora Yarımadasına yayıldı. Rum âsiler, yüzyıllardır hâkimiyeti altında yaşayıp, komşuluk hakkını dahi çiğneyerek, Müslüman ahâliye karşı katliamlara giriştiler. İsyan Atina, Tesalya ve Adalara da yayıldı. Katliamlarda 1500 Müslüman şehit edildi. Rus Çarının yâveri ve Etniki Eterya lideri Aleksandra İpsilanti, 6 Mart 1821'de Eflak'ta isyan çıkardı. İsyan bastırıldı. İkinci Mahmûd Han, âsilere karşı yerinde ve zamanında tedbir aldı. Bölge ahâlisine silâh dağıttırdı. Bölgede isyanlarla alâkası görülenler cezâlandırıldı. İstanbul'daki Rum Patriği ve birkaç metropolit, isyanla alâkası görülerek asıldılar. Osmanlı Devletinin iç durumu ve Avrupa devletlerinin âsilere devamlı yardım ve müdâhaleleri, isyânın bütünüyle bastırılamamasına sebep oldu. Mora'daki isyan büyüyerek Adalara ve Selanik'e kadar yayıldı. Bu durum üzerine Sultan Mahmûd Mısır vâlisi Mehmed Ali Paşayı isyanı bastırmaya memur etti. Nitekim Kavalalı Mehmed Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa kumandasında gönderdiği küçük, fakat disiplinli ve modern ordu, isyânı kısa sürede bastırmaya muvaffak oldu (1825).

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek