İlim, Köleyi Sultânlar Meclisine Yükseltir!

Hazret-i Ali buyurdu ki: “Fazilet, ancak ilim ehline mahsûstur. Çünkü onlar, doğru yoldadır. Hidâyet arayana yol gösterirler. Herkesin kadr ü kıymeti, başarısına göredir. Câhiller, ilim ehline düşmandırlar, imdi sen, ilim elde etmeye bak! ilmin ebediyyen câhili olma! İnsanlar ölü, ilim ehli diridirler." (Zîrâ câhillerin hiçbir faydaları yoktur. Onlar, nebat yetiştirmeyen çorak toprağa benzerler. Allahü teâlâ meâlen; “Yoksa, ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine verdiğimiz nurla insanlar içinde yürüyen kimse, karanlıklar içinde olan gibi midir?” buyurmuştur, ölüden murâd câhil, dirilmekten murâd ilim verilmesidir. Karanlıklar içinde yüzen de câhildir...
“İlim, her fazilete vesiledir, ilim, köleyi sultânlar meclisine yükseltir. (Ulemâ olmasaydı, ümerâ helak olmuştu) denilmiştir. Şâir de; 'İlim, erbâbı için azli mümkün olmayan bir sultândır. Gerçek emîr odur ki, azledildiği zaman dahî emîr kalır. Sultânın velâyeti elinden gidince, fazileti saltanatında kalır' demiştir. Çünkü ilmin saltanatı ilâhîdir. Kulların, onu azle güçleri yetmez. Hadîs-i şerîfte; (Hikmet, kişinin şerefine şeref katar, köleyi yükselterek sultanlar meclisine oturtur) buyuruldu. Peygamber efendimiz (aleyhisselâm) bununla, ilmin dünyâ menfaatlerine işâret etmişlerdir. Malûmdur ki, âhıret daha hayırlı ve bâkidir.”
“Her mümine önce lâzım olan şey; îmânı, farzları ve haramları öğrenmektir. Bunlar öğrenilmedikçe, Müslümanlik olamaz, îmân elde tutulamaz. Hak borçları ve kul borçları ödenilemez. Niyet ve ahlâk düzeltilemez, temizlenemez. Düzgün niyet edilmedikçe, hiçbir farz kabûl olmaz. Bir hadîs-i şerîfte (Bir saat ilim öğrenmek veya öğretmek, sabaha kadar ibâdet etmekten daha sevâbtır) buyuruldu.”
“Toprak ve sudan biri temiz ise, karışımları olan çamur temiz olur. Fetvâ da böyledir.”
“Oğlunu sünnet ettirmek mühim sünnettir, İslâmiyetin şiârıdır... Çocuğun sünnet olma yaşı belli değildir. Yedi ile oniki yaş arası en iyidir.”