İlmi Ile Amel Etmeyen İslâm âlimi Değildir
Bir hadis-i şerifte, (Âlimler arasında kıymet bulmak için ve câhiller ile mücâdele için ve her yerde meşhur olmak için din bilgisi öğrenen ilim adamı, Cennetin kokusunu bile duymayacaktır) buyuruldu. Bu hadis-i şeriften anlaşılıyor ki, mal toplamak ve bir mevki elde etmek ve hayvâni arzularına kavuşmak için ilim öğrenen ve ilmi ile amel etmeyen kimse, İslâm âlimi değildir. Diğer bir hadis-i şerifte, (Dünyalık ele geçirmek için, ilim öğrenen, dünyada mal ve mevki elde eder. Âhiretteki kazancı ancak Cehennem ateşi olur.) Böyle ilmin faydası yoktur. Böyle ilimden kaçmak lâzımdır. Nitekim hadis-i şerifte, (Yâ Rabbi! Beni faydasız ilimden koru!) buyuruldu.
Bir Müslümanın öğrenmesi lâzım olan bilgilere (İslâm ilimleri) denir. (Her Müslüman erkeğin ve kadının, İslâm bilgilerini öğrenmeleri farzdır) hadis-i şerifi, Allahü teâlânın rızasına uygun ilimleri öğrenmeyi emretmektedir. Böyle olmayan kimselere ilim öğretmek, domuzlara altın ve inci tasma takmak gibidir. Hadis-i şerifte, (Kıyâmete yakın hakiki din bilgileri azalır. Câhil din adamları, kendi görüşleri ile fetvâ vererek, insanları doğru yoldan saptırırlar) buyuruldu. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir zaman gelir ki, insanlar din adamından, sokakta rastladıkları eşek ölüsünden kaçar gibi kaçarlar.)
Enes bin Mâlik'in haber verdiği hadis-i şerifte Resûlullah efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" (Âlime haksız olarak hakâret eden kimseyi, Allahü teâlâ, bütün insanlar arasında hakir, rezil eder. Âlime hürmet eden kimseyi, Allahü teâlâ, Peygamberler gibi aziz eder, şereflendirir) buyurdu.
Yine hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, âlimin sesinden yüksek sesle konuşursa, Allahü teâlâ, onu dünyada ve âhirette hakir eder. Eğer pişman olur, tevbe ederse affolur.)
(Doğru ilim sahibi olan ve ilmi ile amel eden bir âlim ile Peygamberler arasında bir derece fark vardır. Bu bir derece, peygamberlik makamıdır.)