İnsan, Açlık Ile Tokluk Arasında Yemeli!
Yahyâ bin Eksem, Me'mûn’un çocuklarının terbiyesi ile görevlendirilmişti. Me’mûn zamanında mahkeme reisliği yapıyordu. Ona birisi gelip; “Allahü teâlâ kâdımıza iyilikler verip, hâlini iyi eylesin. Bana yemek yemede ölçüm ne olsun, söyler misin?” dedi. Yahyâ bin Eksem; “Açlık ile tokluk arasında yiyeceksin” dedi. O kimse tekrâr; “Gülmede ölçü ne olacak?” deyince; “Yüzünde açıklık olacak, fakat sesini yükseltmeyeceksin” cevâbını verdi. “Ağlama hakkında ne dersin?” diye sorunca; “Allahü teâlânın korkusundan ağladığını kimseye söyleme!” cevâbını verdi. “Amellerimi gizleme husûsunda ne söylersin?” deyince; “Gücünün yettiği kadar gizle” diye cevap verdi. “Amelimden ne kadar göstereyim?” deyince de; “Sâlih kimselerin sana uyacağı, insanların sana îtimâd edebileceği kadar” cevâbını verdi... Bu suâlleri soran şahıs, aldığı cevaplardan çok memnun oldu.
Yahyâ bin Eksem hazretleri vefât ettikten sonra, kendisini sevenlerden Ebû Abdullah Hüseyin isminde bir zât onu rüyâda görüp; “Allahü teâlâ sana ne muâmele eyledi?” diye sordu. Yahyâ, cevâbında; “Allahü teâlâ bana; (Yâ Yahyâ! Sen dünyâda, benim için şu, şu amelleri yapmıştın, değil mi?) buyurdu. Ben de; 'Yâ Rabbî! Ben yaptığım amellere değil, bana rivâyet edilen bir kudsî hadîse îtimâd edip ümitlendim' dedim. Allahü teâlâ; (O hadîs-i kudsî nedir?) buyurdu. Ben de; 'Bana Mu’ammer, İmâm-ı Zührî’den, o dahi Urve’den, o dahi hazret-i Âişe-i Sıddîka’dan, o dahi hazret-i Peygamber efendimizden, o dahi hazret-i Cebrâil’den o dahi Allahü teâlâdan haber verdiler. Allahü teâlâ (Ben azîmüşşân, İslâmda ağaran saç ve sakala azâb etmekten hayâ ederim) buyurdu' dedim. Allahü teâlâ hazretleri, o zaman; (Sen ve Mu’ammer ve İmâm-ı Zührî ve Urve ve Âişe ve Muhammed aleyhisselâm ve Cebrâil sâdıksınız. Ben azîmüşşân dahi seni magfiret ettim) buyurdu."
Yahyâ bin Eksem hazretleri buyurdu ki: “Koğucunun zararı, sihirbazın zararından daha çoktur. Koğucu az bir zaman içerisinde öyle zararlar yapar ki, sihirbaz onu bir ayda yapamaz.”