İnsan Ölünce, Ruhu Bedeninden Ayrılır
Suâl: Zümer sûresinin kırk ikinci âyetinde mealen; "Allahü teala, insan ölürken ruhunu bedeninden ayırır, ölmediği zaman, uykuda da ruhunu ayırır" buyuruldu. Bu âyet-i kerimeden anlaşılıyor ki, insan ölürken ruhu ayrıldığı gibi, uyurken de ayrılmaktadır. Böyle olunca, rüyadaki azabı, dünya azaplarından saymak, kabir azabını ise, ahiret azaplarındandır demek nasıl doğru olur?
Cevap: Uykuda iken, ruhun bedenden ayrılması, bir kimsenin, gezmek, eğlenmek için, kendi vatanından, gülerek, sevinerek ayrılmasına benzer ki, gezdikten sonra, sevinç içinde yine vatanına döner. Ruhun gezinti yeri, âlem-i misâldir. Bu âlemde görecek meraklı ve tatlı şeyler vardır. Ölürken ruhun ayrılması böyle değildir. Bu ayrılık, vatanı yıkılan, evleri, binaları yok olan kimsenin vatanından ayrılması gibidir. Bunun içindir ki, uykudaki ayrılmasında, sıkıntı ve acı yoktur. Tersine, sevinç ve rahatlık vardır. Ölürken ayrılmasında ise, çok acılar ve güçlükler hasıl olur. Uyuyan insanın vatanı dünyadır. Ona, dünyadaki işler gibi iş yaparlar, ölen kimsenin ise, vatanı yıkılır. Ahirete göç eder. Ona, ahiret işleri yaparlar. Bunun içindir ki, hadis-i şerifte; "İnsan ölünce, kıyameti kopmuş olur" buyuruldu.
Suâl: Eş'ari, insanın işinde, kudretinin tesiri yoktur, hakikatte insanın ihtiyarı da yoktur dediği hâlde, işi yapan hakikatte kuldur demesi, doğru mudur?
Cevap: İnsan kudretinin, işinde tesiri yok ise de, Allahü teala, işi yaratması için, onun kudretini sebep kılmıştır. Allahü tealanın âdeti şöyledir ki, insan kudretini ve ihtiyarını bir iş için kullanınca, Allahü teala, o işi yaratıyor, insanın kudreti, böylece, işin yapılmasına sebep oluyor, işlerin yapılmasına tesir etmiş oluyor. Çünkü, kulun kudreti olmadıkça, âdet-i ilâhi o işi yaratmamaktadır. Bu âdete göre, işi yapan, insandır demek, hakikatte doğru oluyor. Eş'ari mezhebini doğru yola uydurmak, ancak böyle olur. Başka türlü anlatanları şüpheli dinlemelidir.