İslâm Dîni, Hazret-i Ömer'le Kuvvetlendi
Allahü teâlâ, İslâm dinini Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) ile kuvvetlendirdi. Makam-ı İbrâhim için ve kadınların örtünmesi için ve Bedir gazâsında alınan esirler için, Allahü teâlâ Hazret-i Ömer'in sözüne uygun âyet-i kerime göndermiştir.
Ebû Sa'id-i Hudri'nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte, (Cennette ümmetim arasında derecesi en yüksek olan budur) buyurarak, Ömer'i gösterdi. Hazret-i Ömer, umre yapmak için Resûlullahtan "sallallahü aleyhi ve sellem" izin isteyince, izin verdi ve (Ey kardeşim, duâ ederken bizi unutma!) buyurdu.
Abdullah ibni Abbâs'ın (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte, (Ömer iman ettiği gün, Cebrâil aleyhisselâm geldi ve melekler birbirlerine Ömer'in Müslüman olduğunu müjdelediler) buyurdu.
Akabe bin Âmir'in (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte, (Benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer bin Hattâb Peygamber olurdu) buyuruldu.
Ali (radıyallahü anh) bildirdi: Resûlullah ile birlikte oturuyordum. Ebû Bekir ile Ömer geldiler. (Bu ikisi, Peygamberlerden başka, Cennette olanların en üstünleridir) buyurdu.
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) diyor ki: En çok kimi seviyorsun yâ Resûlallah denildiğinde, (Âişe'yi) buyurdu. Erkeklerden kimi denildiğinde, (Âişe'nin babasını) buyurdu. Huzeyfe'nin ve Abdullah ibni Mes'ûd'un (radıyallahü anhüma) bildirdikleri hadis-i şerifte, (Benden sonra Ebû Bekir'e ve Ömer'e iktidâ ediniz!) buyuruldu.
Huzeyfe-i Yemâni'nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte (Eshâbımı her memlekete gönderip sünnetlerin ve farzların her yerde öğretilmesini istiyorum. İsâ aleyhisselâm da Havârilerini bunun için göndermiştir) buyurdu. Ebû Bekir ve Ömer'i de (radıyallahü anhüma) gönderir misin denildiğinde, (Bu ikisini yanımdan ayırmam. Bunlar benim kulağım ve gözüm gibidirler) buyurdu.
Abdullah ibni Ömer'in (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, hakkı Ömer'in diline ve kalbine yerleştirmiştir) buyurdu.
Ebi Ervâ (radıyallahü anh) diyor ki: Resûlullah ile oturuyorduk. Ebû Bekir ile Ömer geldiler. (Allahü teâlâya hamd olsun ki, beni bu ikisi ile kuvvetlendirdi) buyurdu.