"kıdvet-ül-evliyâ" Ahmed Abdülhak

"kıdvet-ül-evliyâ" Ahmed Abdülhak
BİR TÜRLÜ YÜKSELEMİYORDU!..
Bu mübarek zat, çok sıkı riyâzet ve mücâhede çekmekle berâber, derecesinin yükselmediğini gördü. Yol gösteren bir Allah adamı olmadan riyâzet ve mücâhede ile maksada erişilemeyeceğini anladı. Kendisine Pâni-püt şehrine gitmesi, orada, Celâleddin Pâni-püti'nin sohbetinde ve hizmetinde bulunması kalbine ilhâm edildi. Gidip o mübarek zata teslim oldu ve kısa zamanda icâzet almakla şereflendi. Hilâfet hırkası giyip, insanlara doğru yolu göstermek için, hocası tarafından memleketine gönderildi...
Câmiye vaktin girmesinden önce gider, eliyle süpürürdü. Kırk elli sene câmiye gitti. Ama câminin hangi tarafta olduğunu bilmezdi. Yola çıkınca, talebeleri "Hak" zikrini yüksek sesle söylerler, bu ses onun kulağına gelince, o tarafa giderdi. Çoğu zaman mest hâlinde gözü kapalı olurdu. Onun ve talebelerinin zikri, çoğu zaman "Hak" idi. Talebeleri hep, "Hak" sözü ile son nefeslerini verirlerdi.

MAKSADIN MÜJDESİNİ ALDI!..
Bir gün Behâr şehrine geldi. Orada iki mecnûn vardı. Onlardan maksadın müjdesini aldı. Maksûdun nişansızlığından hâsıl olan donukluktan kurtuldu, tâzelendi ve taleb derdi çoğaldı... Oradan Evdeh şehrine gitti. Şeyh Fethullah Evdehi ile görüştü. Şeyh Fethullahın yolu, zâhidler yolu idi. Onun meşrebi ise, aşk ve muhabbet idi. Şeyh Fethullah'ın sohbetinde aradığını bulamadı. Bunun üzerine kendi kendine; "Ahmed, yaşayanlardan maksûdun haberini alamadın. Bâri ölülerin sohbetinde bulun, belki o âlemden bir koku alırsın" dedi. Birkaç sene o şehirdeki kabirleri ve sahrâları dolaşıp; "Yâ Hâdi! Yâ Hâdi!" diye inledi. Sonra kendi kendine; "Ahmed, şimdi öl! Diri iken kabre gir" dedi. Eliyle bir kabir kazdı ve ona girdi. Altı ay o kabirde riyâzet çekti.
Evinde Aziz isminde bir çocuk dünyâya geldi. Doğduğu zaman, orada bulunanların hepsinin duydukları "Hak" lafzını söyledi. Ondan çok hârikalar görüldü. İnsanlar, hep bu çocuktan konuşmaya başladılar. Ahmed Abdülhak kabristana gitti. Bir yerde durdu ve; "Burası Aziz'in kabri olur" dedi. Sonra çocuk hastalandı ve iki üç gün içinde vefât etti. Söylediği yere defnedildi...

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek