Kabirde Nimet De Vardır Azap Da

Kabirde Nimet De Vardır Azap Da
Dirilerin, mezardaki nimetleri ve azapları anlaması ve baş gözü ile görmesi caiz olduğu, Allahü teâlâ ve Resûlü tarafından haber verilmiştir. Ehl-i sünnet ve cemâat âlimleri, kabirde nimet ve azap olduğunu, bunun hem rûha hem de bedene birlikte olduğuna inanmak lâzım geldiğini söz birliği ile bildirmişlerdir. Akâid kitapları, bunları uzun uzun bildirmektedir. Kabir azâbının doğru olduğu hadis-i şeriflerle ve Eshâb-ı kirâmın eserleri (sözleri) ile ve Selef-i sâlihinin yazıları ile bildirilmektedir. Peygamberlerin, vefâtlarından sonra, haccettikleri, Buhâri'de ve Müslim'de bildirilmektedir.
Peygamber olmayanlara gelince, Ebû Nu'aym bildiriyor ki: Sâbit-ül-Benâni diyor ki: Hamid-i Tavil'e sordum: "Mezarda yalnız peygamberler mi namaz kılar?" "Hayır başkaları da kılabilir" dedi.
Sabit; "Yâ Rabbi! Bir kimsenin mezarda namaz kılmasına izin veriyor isen, Sâbit'in de kabirde namaz kılmasını nasip eyle" dedi.
Ebû Nuaym, yine bildiriyor ki: Cübeyr dedi ki: "Kendinden başka ilâh bulunmayan Allahü teâlâya yemin ederim ki, Sâbit-i Benâni'yi mezara koydum. Hamid-i Tavil de yanımda idi. Üzerine toprak örttük. Toprak, bir yerinden çöktü. Kabre baktım, namaz kıldığını gördüm."
İbn-i Cerir "Tehzib-ül-âsâr" kitabında ve Ebû Nuaym, İbrâhim bin Sâmit'ten haber veriyorlar ki: "Seher vakitlerinde kabristandan geçenler, Sâbit-i Benâni'nin kabrinden Kur'ân-ı kerim sesi duyduklarını söylerlerdi."
Allahü teâlâ dilediği kuluna kabirde sâlih işler yapmayı ihsân eder. İnsan ölünce, amel, ibâdet yapmak vazifesi biter. Kabirdeki ibâdete sevap verilmez. Fakat, Allahü teâlânın ismini söylemekle ve ibâdet etmekle zevklenir. Melekler ve Cennette olanlar da böyledirler. İbâdet yapmaktan lezzet duyarlar. Çünkü zikir ve ibâdet rûhu temiz olanlar için, en tatlı şeydir. Rûhu hasta olanlar, bunun tadını duyamaz. İmâm-ı Süyûti "Şerh-us-sudûr" kitabında ve daha birçok âlimler bunu bildirmektedirler.
Ebü'l-Hasen bin Berâ "Ravda" kitabında bildiriyor ki: İbrâhim-i Haffâr isminde bir mezarcı; "Bir mezar kazmıştım. Mezardan ve kerpiç parçalarından misk kokusu duydum. Meğer orası eski bir kabir imiş. Kabre baktım. Bir de ne göreyim. Bir ihtiyâr oturmuş Kur'ân-ı kerim okuyordu" dedi.

Merkebin Yükü Nedir Bir Sor Bakalım

Vehbi Tülek

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek