Kalbin Anahtarı!..
"KANDİLİN YAĞI BİTTİ!..""Hocası Ebü'l-Vefâ Alvâni, Ahmed Hammâmi'ye, mescidin kandillerine yağ koyması için, içinde yağ olan odanın anahtarlarını vermişti. Ahmed Hammâmi de, kandillerdeki yağ bittikçe, ihtiyaç mikdârı yağı Besmele ile koyardı. Uzun zaman bu vazifeyi sürdürdü. Bir gün çekemeyen biri; 'Ahmed bu vazifeyi yapamıyor' diyerek hocasına şikâyette bulundu. Bunu işiten Ahmed Hammâmi, hocasına gidip, bu vazifeden affedilmesini arz etti ve odanın anahtarını teslim etti... Aradan bir hafta geçti. O hasetçi kimse yağın bittiğini söyledi. Ebü'l-Vefâ; 'Sübhânallah! Bereket Ahmed'in elinde idi. Anahtarlar onda olsaydı, o yağ senelerce yeterdi' buyurdu."
Ahmed Hammâmi hazretleri, vefatına yakın bir sohbetinde buyurdu ki:
"Kim hesapsız Cennet'e girmek isterse, vakitlerini Allahü teâlânın beğendiği şeylerle geçirsin. Kim âhirette, hasenât kefesinin ağır gelmesini isterse, vakitlerinin çoğunu ibâdet ve tâatle geçirsin. Kim sâlih bir amel işler, sonra da günâh işlerse, onun durumu tehlikelidir. Fakat ümit kesilmiş de değildir. Af, Allahü teâlânın keremindendir. Umulur ki, Allahü teâlâ onu affeder.
Zannetmeyin ki, güneşin ve ayın seyrinden maksat, sıralı ve düzenli bir hesaptır. Gölgenin, nûrun ve yıldızların yaratılmasından maksat, sâdece insanların dünyâ işlerinde yardımcı olmak içindir. Bilakis insanların, vakitlerini ve zamanlarını onlar vâsıtasıyla bilip, âhiret ticâreti ve tâatlerle meşgûl olmaları içindir...
"DİL, ŞÜKRETMEK İÇİNDİR!"
Dil; şükretmek içindir. Rabbini bilen, dilini gıybet için kullanmaz. Kulak; Kur'ân-ı kerim ve nasihat dinlemek içindir. Bâtıl ve boş sözler için değildir. İki göz; Allahü teâlânın kudret ve san'atını görmek içindir. Eşin dostun ayıbını görmek için değildir.
Cenâb-ı Hak kulunu yoktan var etti. Eline cömertlik, başına da secde kâbiliyeti verdi. Aksi takdirde, ne el cömertlik, ne baş secde edebilirdi.
Dil ile kulak, kalbin anahtarıdır. Dil söylemeseydi, gönüllerin esrârı gizli kalırdı. Kulak iyi bilgileri duymasaydı, insan nasıl bilgi sâhibi olurdu?.."