Kalbini Yanlış Ve Bozuk Inanışlardan Temizle!
Mehmed Nûri Efendi, sözü sohbeti yerinde rey ve fikirlerinden dâimâ istifâde edilir, mert, dürüst, vefâkâr, hak ve hukûka son derece uyan, bu hususta titizlik gösteren bir zât idi. Devrin olayları hakkında fikirlerini söylemekten hiç çekinmezdi. Bölge halkı ve aşiret reisleri üzerinde büyük nüfuz sâhibiydi. Bunlar arasında sık sık meydana gelen ihtilâfları kısa zamanda halleder, verdiği âdilâne hükümler taraflarca memnunlukla kabûl edilirdi. 1913 (H.1329)'da hac farizasını yerine getirmek için Hicaz'a gitti. Şeyh Said isyânı sırasında Mehmed Nûri Efendi İzmit'te mecburi ikâmete tâbi tutuldu. Bu sırada çok eziyet ve sıkıntı çekti. Uzun süre sonra serbest bırakıldı. Harput'a döndükten bir süre sonra 1938 (H.1354)'de vefât etti.
Bir gün talebelerinden birine şöyle buyurdu:
"Allahü teâlâyı an. Allahü teâlâyı anmaktan gâfil olan ölü ve âmâdır, kördür. Allahü teâlâyı anmak kalbin cilâsıdır. Günahları temizler. Günahlarından tövbe et. İlmihâl bilgilerini ihlâs ile öğren. Din büyüklerinin yolunda ol. Kalbini dalâletten, yanlış ve bozuk inanışlardan temizle. Ehl-i sünnet vel-cemâat itikâdına yapış. Her zaman abdestli bulun. Farzları ve vâcipleri yerine getir. Resûlullah efendimizin sünnetlerine yapışmakta çok gayretli ol. Dinde azimetlere yapış, ruhsatlardan, zarûret sebebiyle izin verilen şeylerle amel etmekten uzak dur. Bid'atleri, dinde olmayıp, dine sonradan ibâdet ve itikâd olarak giren hurâfeleri terk et. Bozuk kimselerin yanına gitme. Kötü huylarını at. İyi, beğenilen huylarla bezen. Yumuşak ve cömert ol. Câhillerle mücâdeleden yüz çevir. İnsanların faydası için yeryüzü gibi ol. İnsanlardan gelen eziyet ve sıkıntılara sabret."
"Başkalarının zarar görmesine sevinen kişi, kurtuluşa kavuşamaz."
"Allahü teâlâyı tevhid edersen, husûsi ihsâna kavuşursun. Eğer doğru yolda olursan, seçilmişlerden olursun. Eğer doğruyla yanlışı karıştırırsan cefâ çekersin."