Kanuni Sultan Süleyman

Kanuni Sultan Süleyman
Kanunname-i Al-i Osman
Türklerin kendisine "Kanuni" ve "Gazi", Avrupalıların ise "Muhteşem" dedikleri Süleyman Han, babası Yavuz Sultan Selim Handan devraldığı 6.557.000 kilometre karelik Osmanlı toprağını, yaptığı fetihlerle 14.893.000 kilometre kareye ulaştırdı. Bulunduğu yüzyıl, dünya tarihine "Türk asrı" olarak geçti. Bu asırda her sahada dâhi devlet ve ilim adamları yetişti. Nitekim; sadrazamı İbrahim Paşa, Lütfi Paşa, Sokullu Mehmet Paşa; Şeyhülislamı Kemal Paşazade, Ebüssuud Efendi, şairi Baki, Fuzuli; sanatkarı Mimar Sinan; Kaptan-ı deryası Barbaros Hayreddin Paşa olan bir devletin padişahı da elbette Kanuni olurdu...
Sultan Süleyman Han'ın asıl adından daha fazla bilinip, şöhreti olan "Kanuni" unvanı, önceki Osmanlı kanunnamelerini ve devri icabı lüzumlu hükümleri Kanunname-i Al-i Osman adı altında, İslam hukuku esasları dahilinde toplattırıp tanzim ettirmesinden ileri gelmektedir.
Kanuni hareket ve sözleri güzel, aklı kâmil, nezaketli, irfan sahibi, sözleri tatlı, âlim, hakim ve şairlere dost, bütün maddi manevi iyilikleri şahsında toplamış emsalsiz bir padişahtı...

"Bu kale yüreğimi yaktı"
İhtiyar ve hasta bir halde iken 1566'da yine cihada çıkan bu büyük Türk sultanı, Zigetvar Kalesinin zaptı sırasında top sesleri arasında 72 yaşında iken vefat etti. Naaşı Süleymaniye'deki türbesine defnedildi.
Zigetvar Kalesi uzun zamandır muhasara edildiği halde bir türlü alınamıyordu. Bu hal, yüce padişahı kahrediyordu. Son isteği kalenin alındığını görmek, oraya da Osmanlı adaletini göstermekti. Son sözleri de bunlar oldu:
"Bu ocağı yanacak kale daha alınmadı mı? Bu kale benim yüreğimi yakmıştır. Dilerim kendisi de ateşlerde yanar!.."
Ve Kanuni'nin vefat ettiği gün Zigetvar fethedildi...

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek