Kara Mehmet Paşa

Kara Mehmet Paşa
Paşa, Mısır'da makamına oturur oturmaz, tebrikler başlar. Huzura önce vergi tahsildarları girerler. El öper ve yanyana sıralanırlar. Kapıdan çıkacakları vakit, birlikte getirdikleri sandığı bırakırlar. Paşa, onlar kapıdan çıkarken müdâhale eder:- Fazla heyecandan olacak herhâlde, şu sandığı unuttunuz.Kendisine âit olduğunu söylediklerinde, paşa anlar ki, daha ilk gün, bir ayak bastı hediye si getirmişlerdir. Hemen sorar:- Ne var bu sandıkta?- Dörtyüz kese altın Paşa hazretleri.Vâlinin suratı asılır. Devam ederler:- Canımız size kurban Paşam. Bir o kadarını da Sultan hanıma gönderdik.Mesele anlaşılır. Mısır'ın zengin hazinesini toplayanlar, halkı bundan sonra da istedikleri gibi soyacaklardır.Paşa, salonu titreten sesiyle bağırır:- Bre reziller! Bre Allahtan korkmazlar! Bre vicdansızlar! Sizde hiç mi ahlâk kalmadı? Defolun! Hepinizi görevden aldım!Sonra beraberinde getirdiği Divan'dan Hasan Çavuş'u çağırır ve emreder:- Bu altınları hazineye irad kaydedin ve İstanbul'a gönderin! Bu rezilleri de sürün! Bir daha Mısır'da görünmesinler

Dünyâ Dedikleri Bir Hiçten Ibârettir

Vehbi Tülek

Açlık Nûr, Tokluk Ateş Şehvet Ise Odundur!

Vehbi Tülek

Artık O Mescidlere Gidip Gelen Kalmamıştır

Vehbi Tülek

Hasımlar Bizi Tâciz Etti Ancak Biz Onları Rahatsız Etmeyiz!

Vehbi Tülek

İnsan, Açlık Ile Tokluk Arasında Yemeli!

Vehbi Tülek