Kelime-i Şehâdeti Söyleyemeyen Adam
GÖZLERİ HİÇ GÖRMÜYORDU...Şakik-i Belhi hazretleri şöyle anlatır:
Abdülaziz Revvâd'ın, yirmi sene gözleri görmemişti. Onun için, bu kadar sene çoluk çocuğunu göremedi. Bir gün oğlu kendi kendine düşünüp, bu duruma içerleyerek; "Babacığım! Senin gözlerinin görmemesine çok üzülüyorum" deyince, Abdülaziz hazretleri; "Oğlum! Ben Allahü teâlâdan gelene râzıyım" cevabını vermiştir.
Yine birisine şöyle buyurdu: "İslâmdan, Kur'ân-ı kerimden ve saçının beyazlığından öğüt almayan, nasihat kabûl etmez."
Abdülaziz bin Ebû Revvâd hazretlerine "Nasıl sabahladın?" diye sorulunca, ağladı. "Niçin ağladın?" dendi. Bunun üzerine; "Ölümü unutmuş, üstelik günahları da çok olan kimsenin hâli nasıl olur. Ecel, süratle geliyor, ömür her gün eksiliyor. Akıbetin Cennet mi, Cehennem mi, ne olacağı bilinmiyor. Ya Cehennem olursa, hâlimiz ne olur?" buyurdu.
Abdülaziz Revvâd hazretleri başından geçen ibret verici bir hâdiseyi şöyle anlatmıştır:
Medine-i münevverede idim. Bir gece Mescid-i Nebi'ye gidiyordum. Bir kadın telaşla yaklaşıp; "Ey efendi! Eğer sevab kazanmak istiyorsan yardıma gel! Şurada bir hasta var can çekişiyor, ölmek üzere. Yanındakiler hep kadın. Bir erkek yok ki, ona Kelime-i şehâdeti telkin etsin, söyletsin!" dedi.
"BU ADAM FASIKTIR!.."
Hemen oraya gittim. Ölmek üzere olan adam, Kelime-i şehâdeti söyletmek için ne kadar uğraştıysam bir türlü söyleyemedi! Bir ara gözlerini açıp; "Kaç defâdır bunu söyle diyorsun. Fakat ben söyleyemiyorum. Ben bu Kelime-i şehâdetten ve İslâm dininden yüzümü çevirmişim" dedi ve sonra öldü.
Adamın kim olduğunu ve hâlini sorduğumda "Bu adam fasıktır, açıktan günah işler, devamlı şarap içerdi!" dediler. Kendi kendime, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselâmın; "Şarap içmeyi âdet edinen, puta tapan gibidir" buyurması elbette doğrudur, dedim...